Geçmişte Karakilise, Ararat ve Karaköse isimlerini almış olan Ağrı çok soğuk ve kuru bir iklime sahiptir. Geçmişte Hitit, Mitanniler, Urartu, Kimmerler, İskit ve pers gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. 1054 yılında Selçuklular döneminde Türk yönetimine geçmiştir.

Meya Mağarası: Ağrı’nın Diyadin ilçesi Günbuldu Meya köyünde yer alan Meya mağarasında kayalara oyulmuş olan bu yerleşkenin içerisindeki tapınak ve ibadethaneler, farklı inançlara sahip birçok insanın birlikte yaşadığı bir alan olduğunu düşünmemizi sağlıyor.

Urartu Kalesi: Doğubeyazıt’a 5 km. mesafede bulunan Urartu kalesi Belleburç denilen yerde kayalıkların üzerinde bulunmaktadır. Kalenin Urartular döneminden kaldığı düşünülmektedir. Urartu döneminden kalma mezarlar ve birçok antik kalıntı kalenin içerisinde mevcuttur.

İshak Paşa Sarayı: İshak Paşa ile oğlu Mehmet Paşa döneminde 1784 yılında yapımı tamamlanmış olan bu saray Türkiye'nin ikinci en büyük sarayıdır. Ağrı’nın en önemli yapılarından biri olan İshak Paşa sarayı Ağrı'ya ziyaret yapanların görmeden gitmemeleri gereken bir yapıdır.

Beyazıt Eski Camii: Doğubeyazıt’ta bulunan Beyazıt Eski Camii Yavuz Sultan Selim zamanında yapılmıştır. Dış cephesi renkli taş bloklarla inşa edilen camii, Ağrı’ya geldiğinizde görmenizi tavsiye edeceğimiz tarihi bir camidir.

Diyadin Kaplıcaları: Diyadin ilçesine 5 km. mesafedeki kaplıca 4 bölgeye ayrılmıştır. İsimleri ise Yılanlı, Davut, Tunca ve Köprü kaplıcalarıdır.

Ağrı, Türkiye’nin en sınırında kalmış ama gerek kültürü gerekse mutfağı ile en ortamızda yer alan şehirlerimizden birisidir. Bulunduğu coğrafya çok eskiden beri bir yerleşim yeri olduğu için, haliyle günümüzde de esintilerini görmek mümkün. Mutfağı ise çok geniş bir yelpazede lezzetlerini bizlere sunmaktadır.

Ağrı’ya ait meşhur yemeklerden bazıları ise Abdigor Köftesi, Gösteberg Et, Haşıl, Hengel, Erişte, Kuymak, Pişierdek, Hasude, Ayranaşı, Ciriş Ketesi ve Halise olarak sıralanabilir.