Turizmin Başkenti Antalya
Turizmin Başkenti Antalya
Antalyada gezip görmeniz gereken yerler, plajlar ve mekanlar...
Ülkemizin en fazla
turist çeken şehirleririn başında gelen Antalya'da gezilebilecek yerleri sizler
için listeledik. Gelin sizde Antalya şehrini gezi rotanıza ekleyin ve bu tarihi
şehri görme ve anlama şansını yakalayın.
Olympos Antik Kenti: Doğa
harikalarından biri olan Olympos Antalya’da gezilmesi gereken yerlerin
başlarında gelir. Dünya genelinde Olympos ismini almış pek çok Dağ ve Tepe
bulunmaktadır. Hatta bu Dağ ve Tepelerin yakınlarındaki Kasaba ve Şehirlerin
pek çoğu Olympos ismini almıştır. Tanrılar Kenti olarakta anılan Olympos’un
Yunanca tercümesi Ulu Dağ’dır. Olympos antik Likya uygarlığının en önemli kenti
olmuştur. Milattan önce 78 yılında Roma İmparatorluğunun himayesi altına
girmiştir. Büyük İskender’in fetihe çıktığı ilk zamanlarını Olympos’a yakın bir
liman şehri olan Phaselis’te geçirdiği bilinmektedir. Olympos şehri 15.
Yüzyılda Osmanlı hakimiyetine geçmiştir. Olağanüstü tarihiyle Olympos yaşayan
bir tarih gibi gözlerimizin önüne serilmiş durumdadır. Toros sıradağlarının
batı kanadında bulunan Olympos yemyeşil doğası, Çam ve Sedir ağaçlarıyla
ziyaretçilerine tarih ve doğa harikası sunuyor.
Yanartaş: Antalya
Çınarlı’da bulunan Yanartaş en fazla turist’in akın ettiği yerlerden biridir.
Yanartaş adını doğalğaz sıkışması sonucu ortaya çıkan taşlar arasında hiç
sönmeyen alevlerden almıştır. Yanartaş’ı görmek için kısa süreli bir tırmanış
yapmanız gerekecektir. Çıralı plajının kuzeyindeki kayalıklarda bulunan
doğalgaz kaynağı eski Yunan mitolojisine de konu olmuştur.
Aspendos: Antalya’nın
en önemli tarihi mekanlarından biride Aspendos antik kentidir. Antalya Serik
ilçesi Belkıs köyünde yer alan Aspendos
milattan sonra 2. Yüzyılda Romalılar tarafından yapılmıştır. Aspendos’un en
önemli yapısı elbette tiyatrosudur. Burası antik tiyatrolar arasında varlığı en
iyi şekilde korunmuş tiyatrolardan biridir. Roma mimarisinin kendine has
çizgilerini yansıtan yapı yaklaşık 15000 kişi kapasitelidir. Mimarı Aspendos’lu
Theodorus’un oğlu Zenon’dur. Antonius Piu zamanında yapımına başlanan tiyatro
Marcus Aurelius zamanında tamamlanmıştır. Her yıl binlerce turist bu tarihi
yapıyı gezmek için bölgeye akın etmektedir.
Side Antik Kenti: Side
kelimesi eski dilde Nar anlamına gelmektedir. Antalya’nın en önemli tarihi
yerleşkelerinden biridir. Tarihi Hititlere kadar uzanmaktadır. Antalya’ya 80 km
uzaklıkta olan Side Antik Kenti önce Likyalıların ardından da Perslerin
hakimiyetine girmiştir. Sideliler farklı Tanrılara tapmışlardır. Bunlardan
bazıları Apollon, Ares, Athena ve Afrodit’tir. Milattan sonra 4. Yüzyılda
Hıristiyanlığı kabul etmişlerdir. 15. Yüzyılda Osmanlının eline geçen Side o
dönemden beri tarihi varlığını korumaktadır. Bizans ve Roma döneminin
mimarisini yansıtan kentte tarihi tiyatro, Apollon tapınağı, ihtişamlı kent
kapısı, hamamları, agorası, tarihi evleri ve müzesi ile görülmesi gereken
tarihi bir yapıdır.
Köprülü Kanyon: Antalya’nın
Manavgat ilçesinin Başkonak beldesinde yer almaktadır. Köprülü Kanyonu doğal
güzellikleriyle ön plana çıkan 35719 hektarlık bir alana yayılmış, 1973 yılında
milli park statüsünü almıştır. 14 km. uzunluğa ve 100 mt. yüksekliği bulan duvar
boyuyla Türkiye’nin en uzun kanyonudur. Yaz aylarında su yüksekliğinin
azalmasıyla birlikte kanyon’u yürüyerek gezme imkanı bulunabilmektedir. Milli
parkın içerisinde Geyik, Dağ Keçisi, Tilki, Ayı gibi birçok canlı hayatlarını
sürdürmektedir. Sedir ve Çam ağaçlarının yanı sıra Maki alanlarda göze
çarpmaktadır. Ayrıca Peri Bacalarına benzer taş oluşumlarında varlığı
gözlemlenmektedir. Bölgede Selge Antik Kentinden kalma tiyatro, Agora, Artemis,
Zeus tapınakları ve su sarnıçları bulunmaktadır.
Beldibi Mağarası:
Antalya’nın Kemer ilçesine bağlı olan Beldibi Mağarası Kemer sahil yolunun 40.
Kilometresinde Çamdağ tünelinin çıkışında yer alan bir kaya altı sığınağıdır.
Aşağı ve yukarı mağara olmak üzere ikiye ayrılır. Duvarlarına geçmiş
medeniyetler tarafından bir çok hayvanın figürleri resmedilmiştir. Tarihin
izlerini günümüze taşıyan bu mağaranın doğal güzelliği de görülmeye değerdir.
Kaleiçi: At nalı
şeklinde içten ve dıştan surlarla çevrili bu yapı Roma, Bizans, Selçuklu ve
Osmanlı devirlerinde yapılan onarımlar sonucu günümüze tüm bu devletlerin ortak
bir eseri olarak gelmiştir. Surların 80 burcu vardır. Surların içinde 3000
kadar ev bulunmaktadır. 1972 yılında Antalya iç limanı ve Kaleiçi semti kendine
has dokusu sebebiyle Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu
tarafından koruma altına alınmış ve sit bölgesi ilan edilmiştir.
Karain Mağarası:
Antalya’nın Yağca köyünde bulunan mağara eski dönemlere ait en büyük yerleşim
alanlarından biridir. Antalya Burdur karayolunda olan mağara da yapılan
arkeolojik kazılar sonrasında eski zamanlara ait pek çok yerleşim kalıntısına
rastlanmıştır. Bulunan önemli kalıntılar Antalya’da birçok müzede
sergilenmektedir. Mağara da Roma dönemine ait birçok tarihi eserin varlığı da
görülmüştür. Deniz seviyesinden 400 mt. yükseklikte bulunan mağarada yapılan
araştırmalarda en çok klasik döneme ait bulgular elde edilmiştir. Ancak
bulgular sadece bu dönem değil, birçok farklı döneme ait medeniyetlerinde bu
mağarayı yerleşim yeri olarak kullandığını göstermektedir. Kireç taşları
içerisinde doğal bir oluşum olan Karain Mağarası, turistik olarak Antalya’nın
en çok ilgi çeken noktalardan biridir. Mağara duvarlarında görülen bazı
figürler yaşanılan dönemler hakkında bilgi vermektedir. Yaklaşık olarak 50000
yıllık tarihi olduğu varsayılan bu mağara 1946 yılında keşfedilmiştir.
Patara Antik Kenti:
Milattan önce 8. Yüzyılda kurulan Patara Antik Kenti eski çağlarda Likya
uygarlığına başkentlik yapmıştır. Antalya’nın Kaş ilçesinde bulunan Patara
Antik Kenti Roma döneminde deniz üssü olarak kullanılıyordu. Patara Antik
Kentinin gelişmesinde Patara limanının çok büyük önemi vardır. 1988 yılında
başlayan kazı çalışmalarıyla ortaya çıkarılmaya başlayan kent günümüzde
ziyaretçi akınına uğramaktadır. Patara Antik Kentine giriş yaptığınızda
karşınıza antik dönemin nekropolü olan
Tepecik Mezarlığı çıkıyor. Mezarlığı geçince Patara’nın tek bazilikası
olan yapı çıkıyor. Likya uygarlığının en erken ve en büyük bazilikalarından
biri olma özelliğini taşıyor. Devam ettikçe hamam kalıntıları, antik tiyatro ve
meclis binasını görüyoruz. 21 oturma sırasına sahip olan meclis binası yaklaşık
olarak 1400 kişilik kapasiteye sahipti. Tiyatro ise yaklaşık 6000 kişi
kapasiteli ve Roma döneminde gladyatör dövüşlerinin yapıldığı alandır.
Antalya ziyaretiniz
için şehirde yemek yiyebileceğiniz birkaç restoran tavsiyemiz olacak
7 Mehmet Restoran: 67
yıllık tarihiyle 7 Mehmet restoran Dede Mehmet Akdağ’dan sonra oğlu Hakkı
Akdağ’ın işletmeye devam ettiği mekanın eşine az rastlanır çok hoş bir
manzarası var. İşkembe çorbası, su böreği, zeytinyağlılar, acılı meze, tahinli
hibeş, acılı meze ve daha pek çok çeşidiyle
değerli misafirlerini bekliyor.
Adres: Dumlupınar
Bulvarı Atatürk Kültür Parkı
Antalya Balık Evi: 1996
dan beri hizmet veren mekan Balık severler için eşine az rastlanacak lezzette
balıklara, mezelere ve salatalara sahip olup menüsünde ıstakoz, Girit usulü
ahtapot ızgara, kalamar şiş ve yengeç dolma, Tuzda balık, sütte balık, canlı
ıstakoz “isteğe göre pişiriliyor” gibi birçok deniz ürünü çeşidini
bulabileceğiniz ülkemizdeki pek çok ünlü isminde uğrak yeri olan bu mekanı
sizlerde mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Adres: Çağlayan Mh.
Eski Lara Yolu 2057 Sk. No: 2 Lara, Muratpaşa / Antalya
Topçu Kebap Salonu: Antalya’nın
ilk restoranı olma özelliğiyle Topçu Restoran şiş, köfte ve piyazla hizmete
başladı. 150 kişi kapasitesi olan restoran yakında 4. Kuşak işletmecisine
devredilecek. Açıldığında çok kısıtlı
menüsü olan işletme bugün ise kebabın yanı sıra yaprak döner, kuzu şiş, tavuk
şiş ve daha pek çok lezzetli yemeğiyle misafirlerini ağırlıyor.
Adres: Kazım Özalp
Caddesi No: 21
Paçacı Şaban:
Menüsünde sadece kelle paça, Ayak paça ve Beyin paça bulunan Paçacı Şaban uzun
gecelerin sonunda uğrayabileceğiniz güzel bir mekan ayrıca fiyatları da oldukça
uygun.
Adres: Tahılpazarı
Mah. İsmetpaşa Cad. 458 Sok. No:16 D:4 Antalya
Şişçi Ramazan: 1970
yılında kurulan işletme Şişleri, Köfteleri ve Antalya usulü tahinli piyazıyla,
Antalya’nın en önemli lezzet duraklarından biridir. Korkuteli’nin yaylalarında
en doğal haliyle otlatılarak yetiştirilen koyun ve keçi etlerinden yapılan şiş
ve köfte müşterilerine en nezih haliyle sunuluyor. Ayrıca meze ve salataları da
denemeye değer olan işletme sizleri bekliyor.
Adres: Uncalı
Mahallesi, 23. Cadde, Antalya
Ayşegül Hanımın
Çiftliği: Antalya denince aklımıza doğal besinler gelmekte, Antalya’nın curcunasından
bir an olsun sıyrılmak ve organik bir kahvaltı yapmak isterseniz, harika
doğası, sağlıklı ve lezzetli ürünleriyle Ayşegül Hanımın Çiftliği siz değerli
misafirlerini bekliyor
Adres:
Fener mahallesi 1907 sokak No:58
Muratpaşa / Antalya