Bursa

Bursa

Yaklaşık 3 milyonluk nüfusu ile ülkemizin en kalabalık 4. şehri olan Bursa, sahip olduğu doğal ve tarihi zenginlikler kadar gelişmiş sanayisi ile de öne çıkıyor.

Bursa gezilecek yerler konusunda ise ülkemizin en zengin eserlere sahip şehirlerinden biri. Osmanlı Devleti‘nin kurucusu Osman Bey tarafından 1306 yılında kuşatma altına alınan ve oğlu Orhan Bey tarafından 1326 yılında fethedilen şehir Osmanlı Devleti’nin ilk başkenti olma özelliğine sahip. Bu dönemin başlangıcı ile yapılan eserler günümüzde halen ilk günkü heybeti ile duruyor.

Ulu Camii: Niğbolu zaferinin ardından, Yıldırım Bayezid tarafından 1396-1399 yılları arasında inşa ettirilen Ulu Camii Evliya Çelebi’nin deyimiyle Bursa’nın Ayasofya’sıdır. Camide on iki büyük dört köşeli paye üzerine oturan 20 kubbe bulunmaktadır. Camiye görkem ve özgünlük katan bir diğer unsur ise ahşap oyma sanatı ile bezenmiş minberi. Caminin inşaatı bittikten sonra ilk namazı Yıldırım Beyazid, Molla Fenari, Emir Sultan’ın bulunduğu cemaate Somuncu Baba kıldırmıştır. Ulucami'nin ilk imamı, Mevlid’in yazarı Süleyman Çelebi'dir. Caminin içinde kubbenin altında yer alan şadırvanın on altı köşeli havuzu ve üç çanaklı fıskiyesi vardır. İki minaresi olan caminin batıdaki minaresi Yıldırım Beyazid döneminde, doğudaki minaresi ise Çelebi Sultan Mehmet döneminde yaptırılmıştır.

Yeşil Camii ve Yeşil Türbe: Bursa’da ziyaret edebileceğiniz bir başka yapı ise adını bulunduğu semte de veren Yeşil camii ve bahçesinde bulunan Yeşil Türbedir. Bursa’nın olduğu kadar ülkemizin de en güzel tarihsel yapılarından biridir. Mermer ve ahşap işçiliğinin yanı sıra dönemin el işçiliğini yansıtan çini işçiliği ile de bizleri büyüleyen bir yapı. 1419 yılında yapımına başlanan ve 1421 tarihinde tamamlanan yapı Bursa’nın her yerinden görülebilmektedir. Yeşil Cami’nin girişindeki taç kapı, Türk taş oymacılığının güzel bir ürünüdür. Mukarnaslı yaşmağı olağanüstü güzelliktedir. Kapı kemerinde yeşil taş ve mermer kullanılmıştır. Taş kapının sağında ve solunda ikişer pencere, bunların arasında da birer dış mihrap vardır. Bunlarda da çok ince taş işçiliği görülür. Caminin büyük bölümü çini ile kaplıdır. İç duvarlar, tavanlar, mahviller ve geçiş eyvanlarının tümü çiniyle kaplıdır. Camideki çini işçiliğinin en mükemmel örneklerinden biri de, on metreden yüksek olan mihrabıdır.
Ahşap işçiliğin Bursa’daki en güzel örneklerini bu camide görmek mümkündür. Pencere kapakları, devrin ahşap işçiliğinin güzel örneklerindendir. Diğer camilerde bulunmayacak biçimde, dilimli kubbelerinde çok ince süslemeler bulunmaktadır. Cami içinde güzel bir şadırvan vardır. Şadırvanın tek parçadan yapılmış fıskiyesi eşsiz inceliktedir.

Osman Gazi ve Orhan Gazi Türbeleri: Osmanlı’nın en önemli kişilerinden olan Osmangazi ve Orhangazi, Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda ve gelişimindeki önemli isimler arasında yer almaktadır. Bursa’nın Tophane semtinde aynı bahçede yer alan Osmangazi ve Orhangazi Türbeleri, Bursa’ya gelen turistlerin en çok ziyaret ettiği yerler arasında, Orhangazi ve Osmangazi Türbesi bulunmaktadır. Bizans döneminde Saint Elle Kilisesi kalıntıları üzerine inşa edilen bu türbe, güzelliğini ve dayanıklı yapısını korumaktadır. Ayrıca eski dönemlere ait tarihi mozaik kalıntılar da bu türbelerde bulunmaktadır. Osman Gazi’ye ait türbede 15 adet sanduka bulunmaktadır. Orhan Gazi türbesinde ise eşi ve çocukları, ayrıca Yıldırım Bayezid ve 2. Bayezid’in oğullarının mezarları bulunmaktadır.

Muradiye Külliyesi: Sultan 2. Murad tarafından 1425-1426 yılları arasında yaptırılan külliye bulunduğu semte de ismini vermiştir. Cami, medrese, hamam, darüşşifa ve türbeden oluşan Muradiye Külliyesi’ne Fatih Sultan Mehmed, 2. Bayezid ve Kanuni Sultan Süleyman dönemlerinde yapıldığı bilinen türbeler de eklenmiştir. Muradiye Külliyesi, Bursa’da Osmanlı sultanları tarafından yaptırılan son külliyedir. Mekanın bahçesinde, yer alan çınarlar, servilerin gölgesinde, çiçekler arasında, bedenen ve ruhen dinlenebilirsiniz. Muradiye Külliyesi’nin merkezinde, caminin güneybatısında 2. Murad türbesi yer almaktadır. Kare planlı olan türbenin, 2. Murad’ın mezarının bulunduğu alanın kubbesi açık bırakılarak, yağmur suyunun mezara gelmesi sağlanmıştır. Türbe yapısı içerisinde yer alan yan odada iki büyük oğlu ve bir kızının mezarları da bulunmaktadır. Osmanlı hanedan üyelerinin türbelerinin yer aldığı külliyede 12 türbe bulunmaktadır.

Irgandı Köprüsü: Osmanlıların tek arasta köprüsü olan bu taş köprünün, 2. Murad devrinde, 1442 yılında, Abdullah oğlu Timurtaş’a yaptırıldığı sanılmaktadır. Köprü üstünde her iki tarafta 16 adet olmak üzere 32 dükkan’ın yapılmış olduğu, bunlardan kuzeydoğu ucundakilerden birinin mescide ayrıldığı, köprüyü taşıyan tek kemerin iki yanında ahır ve depoların bulunduğu bilinmektedir. Kurtuluş Savaşı sırasında, 1922'de, işgal kuvvetleri Bursa'yı terk ederken dinamitlenerek yıkılan Irgandı köprüsü 1949 yılında betonarme olarak onarılmıştır.

Emir Sultan Camii ve Külliyesi: Emir Sultan Camii ve Külliyesi; 15.yüzyılda, Sultan Mehmed Çelebi’nin hükümdarlığı sırasında, Yıldırım Bayezid’in kızı Hundi Fatma Hatun tarafından kocası Emir Sultan adına yaptırılmıştır. Bir padişah külliyesi olmayıp Sultan Külliyesi olarak da anılan yerde dini günlerde mevlit okutulmakta, özellikle Bursalılar sünnet ve düğünlerinden önce külliyedeki türbeyi ziyaret edip dualar etmektedirler. Emir Sultan Camii bulunduğu bölgeye de adını verdiği Emir Sultan semtinin asırlık ağaçlarla çevrili, her yerden görülebilen bir noktasında yer almaktadır. Emir Sultan Camii ilk yapıldığında tek kubbeli iken 1507 yılında caminin önüne üç kubbeli bir revak ve odalar ilave edilmiştir. 1795 yılında tamamen yıkılan cami, 1804 yılında Sultan 3.Selim tarafından aynı plan üzerinde yeniden yapılmıştır. 1855 depreminde de oldukça zarar gören cami, 2.Abdülhamit tarafından tekrar onarılmıştır. Sekizgen kasnak üzerine oturan kubbeyle örtülü Emir Sultan Camii’nin, dikdörtgen bir planda, ahşap kolonlar üzerinde kemerli ahşap revaklarla sarılı geniş şadırvan avlusu, yapının ana şemasını oluşturmaktadır. İbadet yeri ile türbenin bulunduğu eksene ise minareler yerleştirilmiştir. Caminin beden duvarlarında kırk, kasnağında on iki adet büyük pencere olup caminin içi son derece aydınlıktır. Camideki süslemeler de son derece değerli olup camideki pencerelerin etrafı mukarnaslarla işlenmiş ve İznik çinileriyle yaptırılan mihrabın üstüne, Rumi motiflerle süslü alınlıklar yerleştirilmiştir.

Bursa Kalesi: Bursa Kalesi’nin milattan önce 1. yüzyılda Bithynialılar tarafından inşa edildiği düşünülüyor. Roma ve Bizans dönemlerinde de ilaveler yapılan askeri yapı, Osmanlı kontrolüne geçtikten sonra Orhan Gazi’nin emri doğrultusunda 3 köşeli burçlarla desteklenmiştir. Bursa halkı tarafından Hisar olarak anılan kale şehrin ilk yerleşim yerlerinden biridir. Bitinya, Roma ve Bizans dönemini yansıtan kale duvarlarının ve kapılarının yanı sıra, Bursa evlerinden örnekleri, taş kaldırımları, Osmanlı camilerini, türbelerini, çeşmelerini, mezarlıklarını ve mezar taşlarını, tarihi çınar, kavak ve manolya ağaçlarını burada görmeniz mümkündür.

Türk İslam Eserleri Müzesi: Çelebi Sultan Mehmet’in 1419 yılında, Yeşil Türbe’nin binalarından biri olarak cami, imaret, türbe ve han ile birlikte inşa ettirdiği Yeşil Medrese, günümüzde Türk-İslam Eserleri Müzesi olarak kullanılmaktadır. 1930-1972 yılları arasında Bursa Arkeoloji Müzesi’ne ev sahipliği yapan ve genel bir müze özelliğinde olan bina 1975 yılından itibaren Türk İslam Eserleri Müzesi olarak ziyarete açılmıştır. Tarihi medresede 12. yüzyıldan 20 yüzyıla uzanan maden, keramik, ahşap, işleme, silah, el yazması kitaplar, sikke, kitabeler ve mezar taşları ile etnografik malzemeler sergilenmektedir. 

Bursa Arkeoloji Müzesi: Bursa Arkeoloji Müzesi, 19 Ağustos 1902 tarihinde dönemin Milli Eğitim Müdürü Azmi Bey’in gayreti ile Bursa Erkek Lisesi’nin bir bölümünde kurulmuştur. 1930 yılına kadar bu statü ile faaliyetlerini sürdürmüş, bu tarihte Müdürlük haline getirilerek Yeşil’deki Çelebi Sultan Mehmet’in yaptırdığı Yeşil Medreseye taşınmıştır. 1972 yılında Kültür park içerisinde yapılan binaya taşınan müze, son yıllarda yapılan yeni düzenlemeler sonucu 2013 yılında hizmete açılmıştır. 60000 in üzerinde eser sayısıyla Türkiye’nin en zengin koleksiyonuna sahip müzeleri arasındadır. Prehistorik yerleşimlerinin yanında, Antik Çağda Bithynia ve Mysia Bölgelerinin önemli merkezlerinden olan, orta Miyosen Döneminden Doğu Roma Dönemi sonlarına kadar Bursa ve çevresinde yapılan kazılarda ve araştırmalarda bulunmuş eserler müzede sergilenmektedir.

Tophane Saat Kulesi: Tophane Parkı içinde bulunan saat kulesi, 1905 yılında yapılmıştır. Bulunduğu yerden Bursa manzarasının görünmesi dolayısıyla, bir süre yangın kulesi olarak da kullanılmıştır. Güney kısmında girişi bulunan kuleye, 89 basamaklı ahşap bir merdivenle çıkılmaktadır. Kulenin üst katının dört cephesinde, 90 cm çapında yuvarlak saatler bulunmaktadır. Saatlerinin çalışmadığı kule, 33 metre yüksekliğinde olup, 6 katlıdır. 

Bursa ziyaretinizde nerelerde yemek yiyebileceğiniz hususunda sizlere bazı tavsiyelerimiz olacak.

Orhan Köfte: 1990 yılında kurulan işletme İnegöl ilçesinde hizmet vermektedir. Etin en iyisini kullanıyorlar. Piyazda kullandığı fasulyeyi Erzincan’dan, Zeytinyağını Ayvalık’tan getirtiyorlar. Yani kısacası işletmede kullanılan tüm ürünler özenle seçilmekte. Temiz, nezih, tecrübeli ve güler yüzlü personeliyle de müşterilerini memnun eden işletme Bursa ziyaretinizde uğrayabileceğiniz bir mekan.

Tirilye Balık Restaurant: Eski bir Rum köyü olan Tirilye de en güzel karides güvecinin yenebileceği bir mekandır. Hizmet, balıklar, mezeler son derece taze ve temiz olarak servis ediliyor. Çalışanlarının güler yüzlü oluşu ve fiyatlarının da uygunluğu işletmeyi bir adım öne çıkarıyor. Tirilye tarihiyle örtüşen ambiyansı ve harika doğasıyla mutlaka uğranması gereken bir mekan.

Dere Bahçe Restaurant: Gerek harika doğası, gerekse yemekleriyle müşterilerine en iyi şekilde hizmet veren bir işletme. Ormanın içinde, yeşillik, oksijen ve şelalenin yanında semaverle muhteşem bir kahvaltı yapabilirsiniz.

Kebapçı İskender: Önünde, özellikle hafta sonu sıra beklemeden içeri girerseniz kendinizi şanslı sayabilirsiniz. Rezervasyon yapmıyorlar. 40 kişi kapasiteli bu şirin ve tarihi mekana aynı anda 41. müşteri alınmıyor.

Bursa Kebapçısı: 1956’dan beri Bursa İskender’i en lezzetli haliyle sunan bu mekan da öncelikleriniz arasında olsun. Oldukça bakımlı bir binada, ferah bir atmosferde iki katta hizmet sunuyorlar. Burası hemen Tophane’nin yanında bulunuyor. Pespembe binasıyla zaten dikkatinizi çekmemesi mümkün değil. Harika İskender lezzeti, İskender sonrası ekmek kadayıfı ve güler yüzlü personeliyle uğranılması gereken bir mekan. İskender ve tatlı sonrası burada çay keyfi yapmak da bir başka.

İskender Efendi Konağı: Kendinizi bir Osmanlı konağında hissedeceğiniz, harika atmosferiyle tam bir tarihi İskender kebapçısı. Botanik Park içindeki şubeye giderek manzaranın içinde, muhteşem bir konakta, lezzetli mi lezzetli bu tecrübeyi yaşamalısınız.