Çanakkale

Çanakkale

Çanakkale

Çanakkale Dünya tarihine adını altın harflerle yazdırmış bir ilimizdir. Bu şehrin tarihi ve turistik yerlerini tanımanıza yardımcı olmak istiyoruz.

Çanakkale boğazın iki yakasında Gelibolu ve Biga yarımadaları üzerinde kurulmuştur. Birçok tarihi uygarlığın izlerini taşıyan bu ilimizde gezilebilecek yerleri sizin için derledik.

Gelibolu: Çanakkale ve Ege denizi arasında birçok ulusun tarihinde iz bırakan, çetin savaşların yaşandığı bir alandır. Şimdi çam ormanları ve kır çiçekleriyle kaplı Gelibolu Yarımadası Milli Parkı’nın içinde yüzlerce anıtsal yapı bulunmaktadır. Bunlardan bazıları Türk şehitliği, Türk anıt ve kitabesi, yabancı askerlerin bulunduğu mezarlık, 4 kale, 8 adette tabyadır.

Kilitbahir Kalesi: Kild-ül Bahir denizin kilidi anlamına gelen Kilitbahir Kalesi,  Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul’un fethinde Bizans’a boğazdan gelecek yardımı kesmek için yaptırılmış. Çanakkale Boğazının en dar bölgesine karşılıklı olarak Çimenlik Kalesi ve Kilitbahir Kalesi yapılmış.

Namazgah Tabyası: Sultan Abdülaziz döneminde yaptırılmıştır. Asıl adı Rumeli Aziziye Tabyasıdır. Çanakkale Savaşı esnasında korunaklı alan olması, bölgeye dağılan birliklerin merkezi konumunda yer alması nedeniyle, Cuma Namazları burada kılındığı için Namazgah Tabyası ismini almıştır. Savaş esnasında açısı nedeniyle geri planda kalmış olmasına rağmen, boğazın ana savunma birimlerinden bir tanesidir. Çanakkale savunmasındaki en büyük tabyalardan olan Namazgah tabyası Çanakkale savaşlarında 18 Mart 1915’te isabet almıştır.

Seyit Onbaşı Heykeli: Çanakkale deniz savaşlarının en yoğun ve en önemli günü olan 18 Mart günü müttefik donanmasının en önemli hedefi tabyalardır. Koca Seyit’in görev yaptığı tabya olan Mecidiye Tabyası da 18 Mart günü isabet almış ve 16 şehit verilmiştir. Bu bombardımandan sağ olarak kurtulan Koca Seyit sağlam kalan topu, 276 kiloluk mermiyi Niğdeli Ali’nin de yardımıyla sırtında taşıyarak, 3 kez ateşlemiş ve üçüncü atışta Ocean zırhlısını dümen tertibatından vurmuştur. Seyit Onbaşının hatırası bu gün Mecidiye tabyasının hemen önünde deniz kenarındaki bu heykel ile yaşatılmaktadır. Heykel 2006 yılında yenilenmiştir. Balıkesir’in Havran ilçesinde yaşayan Seyit onbaşının yaşadığı köye ismi verilmiştir.

Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi: Resmi olarak 7 Haziran 2012’de açılan Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi’ni seanslar halinde 50'şer kişilik guruplarla gezebilirsiniz. Teknolojinin getirdiği yenilikler sayesinde o anı yaşarcasına tarihe tanıklık edebiliyorsunuz. Çanakkale Savaşı sahnelerinin 3 boyutlu olarak anlatıldığı 11 tane canlandırma odası, bir konferans salonu ve eski Kabatepe Savaş Müzesi’nin eserlerinin sergilendiği bir de müze bulunuyor.

Kanlısırt Kitabesi:  Kanlısırt, karanlık tünellerde süngü süngüye boğaz boğaza yapılmış savaşın adıdır. 6 Ağustos’ta müttefik askerleri Anafartalar Ovası’nda yapacakları saldırıyı gizlemek için ilk olarak Kanlısırt’a saldırır. Böylece Türk askerini yapılacak saldırı konusunda şaşırtmak istemiştir. Kanlısırt 5 gün süren saldırılar boyunca çok çetin geçen savaşlara tanıklık eder. Bugün bu kutlu tepede yer alan kitabede ki sözler bu bölgede çarpışmış ve büyük fedakarlık sergileyen 16. Tümen'e aittir.

57. Piyade Alayı Şehitliği: 57. Piyade Alayı halen Dünya’nın en kahraman birliği olma unvanına sahiptir. Silahlarında mermi bulunmayan ve kendisinden beş kat büyüklükteki bir orduyu durdurma görevini üstlenen alay 49 subay, 3480 er ve erbaşın tamamını şehit vermiştir. Bu şehitlik tarihin gördüğü en kahraman birlik olan 57. Piyade Alayı anısına yapılmıştır. 57. Alay Şehitliği, şadırvan, açık namazgâh, ana mezarlık ve anıttan oluşmaktadır. Şehitlikte kullanılan başlıca malzeme kevser taşıdır. Şehitliğin girişi, Kabatepe, Conkbayırı yolunun kenarında, doğu duvarındaki bir açıklıktır. Girişin hemen yanında torununun elini tutmuş Türkiye’nin en yaşlı gazisi iken 10 Eylül1994’te, 108 yaşında vefat eden Hüseyin Kaçmaz’ın bronzdan yapılmış bir heykeli bulunmaktadır. Girişin tam karşısında, şehitliğin doğu duvarında, 57. Alay’ın25 Nisan 1915’teki karşı taarruzunu gösteren bir rölyef bulunmaktadır. Rölyef yaklaşık 45 m²lik bir alanı kaplamaktadır. Şadırvan ve açık namazgâh şehitliğin güney tarafında yer almaktadır. Şehitliğin ana mezarlık kısmının kemerli bir girişi olup bu girişten başlayan yaya yolu kuzey duvarında son bulmaktadır. Anıtın tabanını oluşturan kuzey duvarının üstünde, 57. Alay Şehitleri’nin isimleri yazan mermer plakalar bulunmaktadır.

Conkbayırı: Gelibolu Yarımadası‘nın batı sahilinde, kıyı tarafından Kabatepe ile Suvla Köyü arasında, kalan tepenin ismi Conkbayırı‘dır. Etrafındaki tepeler içerisinde bölgeye en hâkim nokta olduğundan savaş süresince kuzey hattının en önemli tepesi olmuştur. Savaşın en kanlı çatışmalarının geçtiği yerdir. Conkbayırı, Gelibolu Yarımadası’ndaki Eceabat İlçesi’nde bulunmaktadır.

Çanakkale Şehitler Abidesi: Çanakkale şehitleri anıtı olarak bilinen bu eser, il sınırları içindeki Gelibolu Yarımadası’nda, Çanakkale Boğazı’nın ucunda Morto Köyü önündeki Hisarlık Tepe üzerinde göğe yükselmektedir. Çanakkale şehitler abidesi 1915 yılında 1 Dünya savaşı sırasında bu bölgede yaşananların hatırlanması, bu destanın kahramanlarının unutulmaması için yapılmıştır.

Seddülbahir Kalesi: Çanakkale'nin Eceabat ilçe sınırları içerisinde yer alan Seddülbahir Köyü'nde bulunan Seddülbahir Kalesi, 1956 yılında Venedikliler'in Limni ve Bozcaada'yı işgal etmelerinin ardından, 1959 yılında Mimar Mustafa Ağa tarafından, savunma amacıyla yaptırılmıştır. Gelibolu Yarımadası’nın Ege Denizi'ne bakan tarafında bulunan Seddülbahir Kalesi, Çanakkale Muharebeleri sırasında ağır bir şekilde bombalanmış. Bu nedenle de günümüze ulaşmış hali biraz harap durumdadır.

Troya Tarihi Milli Parkı: Troya Milli Parkı, Çanakkale İli sınırları içerisinde kalan bir Milli Park’tır. Bu alan, 1996 yılında Milli Park ilan edilmiştir. Troya Tarihi Milli Park Sahası içerisinde bugüne kadar yapılan araştırmalar neticesinde 100’e yakın kayda değer yer tespit edilmiştir. Milli Park Sahası içerisinde 5 adet Tümülüs (Mezar), 5 adet Antik Kent, 3 adet Anıt Eser, 2 adet Tescilli Mezar bulunmaktadır.

Babakale: Asya kıtasının en batı ucu olmasıyla ünlü olan Babakale, Osmanlı'dan kalma şirin bir balıkçı köyüdür. Bir zamanlar korsanların uğrak yeri olan Babakale’ye, bir deniz seyahati sırasında fırtınaya yakalanarak sığınan Sultan 3. Ahmet, korsanlardan bıkıp usanan köylüleri korumak için bu kaleyi yaptırmıştır. Osmanlıların en son inşa ettiği kale olan Babakale, son yıllarda yapılan yenileme çalışmaları sayesinde dimdik ayakta durmaktadır.

Çanakkale Arkeoloji Müzesi: Çanakkale Arkeoloji Müzesinde, Çanakkale de bulunan antik kentlerden ve çevresinden gelen eserler sergilenmektedir. Müzede 12.747 arkeolojik eser, 15.237 sikke ve 2.714 adet etnoğrafik eser sergilenmektedir.   1959 yılında Dardanos Tümülüs’ünde ortaya çıkarılan zengin buluntular, Çanakkale tarihinin Troia’dan sonra en önemli keşiflerinden biri olur. Dardanos Tümülüs’ünde ve Bozcaada’ da, Tenedos antik kentinin nekropolünde ortaya çıkan önemli buluntular sonucu bu günkü müze binası yapılmıştır.

Assos: Çanakkale ilinin, Ayvacık ilçesinin, Behramkale köyü günümüzde Assos olarak isimlendiriliyor. Adını antik liman kenti Assos’tan alıyor. Antik çağın en önemli yerleşim birimlerinden biri olan Assos andezit kayalıkları üzerinde kuruludur. Bölgede yapılan arkeolojik kazılar sonucu tarihinin Tunç çağına dayandığı düşünülmektedir. Milattan önce 7. Yüzyılda Aiol kolonileri tarafından geliştirildiği düşünülen Assos, daha sonra Lidyalıların hakimiyetine girmiştir. Ondan sonrada Bergama Krallığı ve Romalılara ev sahipliği yapmıştır. Roma döneminde büyük gelişim gösteren Assos, 14. Yüzyılın başlarında Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Assos’ta agora tapınağı, hamam, tiyatro ve lahitler yapılan arkeolojik çalışmalar sonucu, tarihi miras olarak görülmeye değer eserlerdir. Assos’un en değerli en önemli yapısı en yüksekte yer alan Athena tapınağıdır.

Bozcaada: Antik çağda Leukophrys, Yunan Mitolojisinde Tenedos adıyla anılan Bozcaada, stratejik konumundan dolayı çağlar boyunca birçok kez işgale uğramış ve el değiştirmiştir. Adada yapılan kazılardan anlaşıldığı üzere adanın tarihi milattan önce 3000 yıllarına dayanıyor. Bozcaada’ya ait özel paraların bulunması nedeniyle Bozcaada’da çok eski zamanlarda önemli bir darphane bulunduğu tahmin edilmektedir. Gümüş olan bu paraların Perslerden daha önce basılmaya başlandığı, daha sonra da devam ettiği tahmin edilmektedir. Paranın bir yüzünde Zeus ve Hera’nın yarım yüzleri, diğer yüzünde çift balta, şarap kadehi ve üzüm salkımı bulunmaktadır. Çanakkale Müzesi tarafından yapılan kazılarda milattan önce 3000 yıllarına ait mezarlar bulunmuştur. Daha sonra Rumlar ve Osmanlılar tarafından da mezarlık olarak kullanılan nekrapol son yıllara kadar çok fazla tahrip edilmeden gelebilmiştir. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesinden sonra Bozcaada, Türkler için önem kazanmış ve 1455’te Osmanlı topraklarına katılmıştır. Bu tarihten sonra Osmanlılar ve Venedikliler arasında Bozcaada için mücadeleler olmuş ve adanın hakimiyeti zaman zaman el değiştirmiştir. Osmanlı yönetiminde geçen uzun bir dönemden sonra, Balkan Savaşları sırasında 1912’de Yunanistan tarafından işgal edilen ada, Lozan Anlaşmasıyla 20 Eylül 1923’te Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlanmıştır. Günümüzde nezih bir tatil beldesi olan Bozcaada, ünlü plajlarıyla (Ayazma Plajı vb.) misafirlerini ağırlıyor.

Gökçeada: Ülkemizin en büyük adası olan Gökçeada Çanakkale’nin ilçesidir. Tatil severlerin en çok tercih ettikleri yerlerden biri olan Gökçeada harika doğası ve huzurlu atmosferiyle sizleri bekliyor. Tarihi boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan Gökçeada da Antik Yunan döneminden günümüze pek çok farklı uygarlığın izlerine rastlayabilirsiniz. Gökçeada huzurlu bir tatil yapmaktan hoşlananlara tavsiye edebileceğimiz bir tatil yöresidir.

Çanakkale gezinizde yemek yiyebileceğiniz bazı restoranları da sizinle paylaşmak istiyoruz.

Sardal-ye: Çanakkale sardalye balığının en fazla çıkarıldığı şehirlerimizin başında geliyor. Şehirde balık denince ilk akla gelen mekanlardan olan Sardal-ye müşterilerine ekmek arası balık olarak hem ucuz hem lezzetli bir öğün sunuyor. Gelmişken şehrin en tanınan balıkçılarından olan bu mekana uğramanızı tavsiye ediyoruz.

Gülen Pide: Genellikle şehir halkının rağbet ettiği bu mekan lahmacun ve pide çeşitleriyle, lezzetli meze ve salatalarıyla müşterilerini ağırlıyor. Çok fazla tanınmayan bu işletmeyi Çanakkale gezinizde rotanıza ekleyebilirsiniz.

Napoli Pizza: Çanakkale’de markalaşmış bir pizza zinciri olan Napoli Pizza lezzetli pizzaları ve güler yüzlü hizmetiyle şehir halkı tarafından çok rağbet gören bir işletme.

Kadir Usta: Peynir tatlısı denince şehirdeki en meşhur işletme burası. Önünde sürekli kuyruk olan bu mekan yaptıkları peynir tatlılarıyla damağınızda unutamayacağınız bir tat bırakacak.