Diyarbakır
Diyarbakır
Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Diyarbakır, 9000 yıl öncesine kadar uzanan yaşam formlarının, yapılan çalışmalar sonucu bulunduğu, Anadolu ile Mezopotamya arasında doğal bir geçiş güzergahı olan çok özel bir şehrimizdir.
Tarihi boyunca
barındırdığı medeniyetlerin tarihi ve kültürel mirasını günümüze kadar taşıyan
Diyarbakır, Unesco Dünya Kültür Mirası Listesine alınmış olan Diyarbakır Kalesi
ve Hevsel Bahçelerine ilave olarak, dünyanın en uzun ikinci suruna, tarihi
hanlara, kervansaraylara, camilere ve kiliselere sahiptir. Bu tarihin
derinliklerinden günümüze gelen eserleri sizler için derledik.
İç Kale: Diyarbakır'ın
ilk yerleşim alanı ve yönetim merkezi olan tarihi mekan, kente gelen
turistlerin ziyaret ettiği yerlerin başında geliyor. Birçok uygarlık tarafından
kullanılan bu yapı, tamamlanan restorasyonla, yeniden işlevsel hale getirilmiştir.
Dış Kale: Surların
üzeri, kente egemen olan uygarlıkların izlerini taşıyan
oyma, kabartma ve motiflerin yanı sıra onu bir kuşak gibi çevreleyen
yazıtlarla bezeli. Surların uzunluğu, yaklaşık 5.800 metredir.
Kalenin toplam 82 burcu vardır. Kalenin dört yöne açılan tarihi açıdan birbirinden
önemli dört kapısı bulunuyor. Bu surlar yaklaşık 5600 yıldır her türlü
saldırıya karşı varlığını korumuştur.
Ulu Camii: Cami 639
yılında şehrin merkezindeki Mortoma Kilisesinin bulunduğu yere yapılmıştır. Sonrasında
ise 1091 yılında Büyük Selçuklu Hükümdarı Melikşah’ın emri ile büyük bir
tadilattan geçmiştir. Farklı dönemlerde yapılan tadilatlar ve eklentilerin
ardından bugünkü görünümünü almıştır. Ulu Cami’nin avluya bakan
cephelerinde farklı dönemlere ait mimari bezemeler, kabartma ve yazıtlar
muntazam bir şekilde caminin özelliğini ön plana çıkarıyor. Avlu içerisinde 800
yıldan fazla bir geçmişi olan güneş saati caminin bir özelliği haline
gelmiştir.
Çayönü Ören Yeri: Bu
bölge, insanlık tarihinin önemli dönüm noktalarından biri olup, insanın
yerleşik düzene geçiş sürecini en iyi yansıtan yerlerden biridir. Çayönü kazılarında milattan önce 8500
yıllarından kalma buğday ve baklagillere rastlanmıştır. Milattan önce 6000'lere
gelindiğinde Çayönü'nde
yaşayan herkes kendi yiyeceğini tarımdan elde edebiliyordu. Bölgenin en önemli
özelliği avcı, toplayıcı toplulukların yerleşik hayata geçişinin yaşandığı yer
olmasıdır. Çayönü'nde çok sayıda
küçük alet ve eser bulunmuştur. Birçok av hayvanının kemiklerinden iğneler,
saplar, oraklar çengeller, boncuk, halka, düğme ve basit kaplar ortaya
çıkarılmıştır.
Malabadi Köprüsü: Artukoğulları
döneminde inşa ettirilen ve 12. Yüzyıl Selçuklu dönemi anıtsal, mimarlık
başyapıtlarından sayılan tarihi Malabadi Köprüsü tek kemerli, içine iki ayrı
yoldan girilen ve içinde insanların dinlenmesi, yatması ve dış tehlikelerden
korunması için odaların bulunduğu bir köprüdür. Ayrıca köprü üzerinde bulunan
insan, güneş ve aslan figürlü kabartmaları görülmeye değerdir.
Diyarbakır Arkeoloji
Müzesi: Müzede Prehistorik Çağdan itibaren Eski Tunç, Urartu, Asur, Helenistik,
Roma, Bizans, Selçuklu, Akkoyunlu ve Osmanlı devirlerine ait eserler ve ayrıca
Amida baskılı Artuklu dönemi sikkeleri ile etnografik eserlerden oluşan zengin
bir koleksiyon sergilenmektedir.
Hevsel Bahçeleri: Bahçe
kültürünün çok önemli olduğu bu coğrafyada yer alan ve tarihi boyunca halkın
kullanımına açık bir bahçe olarak 30 dan fazla uygarlığın izlerini taşıyan bu
bölgede 8000 yıldır bahçe olarak var olmasıyla, tarımsal değerinin yanında,
kültürel ve tarihi olarak da çok özel bir yere sahiptir.
Surp Giragos Ermeni Ortodoks Kilisesi: Kesin yapım tarihi
tam olarak bilinmeyen kilise ile ilgili yazılı kaynaklara göre ilk bilgiler 1517
tarihinde geçmektedir. 1800’lü yıllarda yaşanan iki büyük yangın neticesinde
büyük hasar gören kiliseye, onarım çalışmaları esnasında yapılan eklemelerden
sonra ikisi kilisenin ikinci katındaki kadınlar mahfilinde, beşi giriş katında
olmak üzere dünyadaki tek 7 horanlı Ermeni Kilisesi haline gelen yapı, üç bin
kişinin bir arada ibadet edebileceği kapasiteye ulaşmıştır. Kilisenin sol tarafındaki
avludan açılan bir girişle, ana kiliseye bağlanmış ve hala sağlam duran Surp
Hagop Şapeli de bu eklemeler döneminde inşa edilmiştir.
Mar Petyun Keldani Katolik Kilisesi: Yazılı kaynaklara
göre 17. Yüzyılda yapılmış olan Doğu Süryanileri tarafından kullanılan kilise,
8 Ocak 1681 tarihinden itibaren Amid Keldani Patrikliği olarak hizmet
vermiştir. Kemerlerle bölünmüş dört neften oluşan kilise günümüzde ibadete
açıktır.
Meryem Ana Süryani Kadim Kilisesi: Milattan önceki
yıllardan beri güneş tapınağı olarak kullanıldığı bilinen bir mabedin üzerine 3
yüzyılda kurulan Meryem Ana Süryani Kadim Kilisesi Süryani Ortodoks diye de
bilinen Yakubi mezhebine ait olan bu kilise, bugün de varlığını korumaktadır.
Ana kiliseyle birlikte kütüphane, patriklik konutu, misafirhane ve lojmanlardan
oluşan yapılar topluluğudur ve üç avlusu vardır. Pek çok tarihi eseri
bünyesinde barındıran kilisede, ceviz ağacından yapılmış kapılar, azizlere ait
tablolar, el işi gümüş kandiller oldukça dikkat çekicidir. Görevi başındayken
yaşamını yitiren pek çok patriğin ve rahibin mezarları halen kilise içinde
bulunmaktadır.
Deliler Hanı: Hüsrev Paşa Hanı adıyla da anılan yapı 1527
yılında Hüsrev Paşa tarafından yapılmıştır. Halk arasında Deliller Hanı
denilmesinin nedeni, Her yıl İslam Ülkelerinden Hicaza gitmek üzere bu handa
toplanan Hacı adaylarını götürecek Delilerin bu Handa kalmalarındandır. Yapı
iki katlıdır 120 yataklı turistik bir otel olarak hizmet vermektedir.
Hasan Paşa Hanı: Diyarbakır’ın
Osmanlılar tarafından alınmasından sonra Sokullu Mehmet Paşa’nın oğlu Vezirzade
Hasan Paşa tarafından yaptırılmış ve uzun yıllar önemli bir tüccar hanı olarak
kullanılmıştır. Restorasyon çalışmalarının ardından yenilenen han,
Diyarbakır’ın önemli tarihi mekanları arasında yer alıyor.
Asur Kalesi:
Asurlular döneminden kaldığı düşünülen yapı Diyarbakır’ın Eğil ilçesinde
bulunmaktadır. Şehrin en önemli tarihi kalıntıları arasında gösterilmektedir. Diyarbakır'ın
tarihi değerleri arasındaki Asur Kalesi, ziyaret rotanıza ekleyebileceğiniz
önemli noktalardan biridir.
Diyarbakır gezinizde
şehirde yemek yiyebileceğiniz işletmeleri sizler için derledik.
Dağkapı Ciğercisi:
Diyarbakır merkezde yer alan Dağkapı ciğercisi Diyarbakır’ın en ünlü ciğercisidir.
Şehre gelen ziyaretçiler tarafından yoğun ilgi gören Dağkapı Ciğercisi fiyat
olarakta oldukça uygun. Şehre gelirseniz mutlaka uğramanız gereken bir mekan.
Doğan Sofra Salonu:
Diyarbakır’ın yöresel lezzetlerini bulabileceğiniz bu işletme et yemekleri
ağırlıklıdır. Ziyaret etme imkanı bulabilirseniz pilav üstü tandır yemenizi
tavsiye ediyoruz.
Meşhur Kahvaltıcı
Kadri: Şehirde tarihi bir handa hizmet veren mekan kahvaltı için
Diyarbakır’daki en ideal noktalardan biri. Serpme köy kahvaltısıyla ünlenen
mekanda zengin bir menü sizleri bekliyor.
Kadayıfçı Saim Usta:
Diyarbakır’da tatlı denince ilk akla gelen mekanlardan olan Kadayıfçı Saim Usta, kadayıfı en lezzetli haliyle müşterilerine sunuyor. Sadece kadayıf değil,
fıstıklı ve cevizli burmalarıyla da müşterilerinin damağında kolay unutamayacakları
bir tat bırakıyor.
Nasir Usta Adana
Kebapçısı: Kebap Adana’da yenir diyorsanız henüz bu işletmeye uğramamışsınız
demektir. Kebabı en lezzetli haliyle müşterine sunan işletmede kebap dışında
ciğer de harika lezzette. Masanıza gelen her şey çok taze ve kaliteli,
çalışanları güler yüzlü ve samimi Diyarbakır gezinizde gönül rahatlığı içinde
gidebileceğiniz nadide bir mekan.