Gakkoşlar Diyarı Elazığ

Gakkoşlar Diyarı Elazığ

Gakkoşlar Diyarı Elazığ

Elazığ, Doğu Anadolu Bölgesinde, Tarihi Harput Kalesinin bulunduğu tepenin eteğinde kurulmuş bir şehirdir.

Elazığ tarihi yeni bir yerleşim yeri olmasına rağmen bölgenin tarihi oldukça eskidir. Elazığ tarihi eserleri ve doğal güzellikleri ile mutlaka görülmesi gereken illerimizdendir.

Üryan Baba Türbesi: Seyitgazi ilçe merkezine 6km. mesafede olan türbe kare planlı olup üzerinde kubbe bulunmaktadır. Türbesi ve imareti, Osmanlı döneminde 1511-1517 yılları arasında yapılmıştır. Makam bölümünü oluşturan yapı kayalıklar içindeki bir mağaranın türbeye dönüştürülmesi ile meydana getiril­miştir. Üryan Baba Türbesi ile ilgili tarihi kayıtlara baktığımızda burada bir hücre ve mescid bölümünün bulunduğu yazılıdır. 2012 yılında onarılan yapının duvarları kesme taştan yapılmıştır. Türbede kimin yattığı tam olarak bilinmemektedir. Sandukası giriş kapısından sonra hemen sağda bulunmaktadır.

Üç Lüleli Çeşme: Harput’un girişinde bulunan, kesme taştan yapılmış olan çeşme, eyvanlı tipindedir. Kitabeside bulunan çeşme 1906 yılında yapılmıştır.

Ulu Camii: Anadolu’nun en eski camilerinden olan Ulu Cami Harput ilçesinde bulunmaktadır. Cami sırasıyla 1899, 1905 ve 1996 yıllarında onarım görmüştür. Hala ibadet edilebilen caminin iç kısmı üç bölümden oluşmaktadır. Dikdörtgen planlı, duvarları moloz taştan kubbe kemerler ve minare tuğladan yapılmıştır. İki kapısı vardır.

Şori Şelalesi: Alacakaya ilçesinde bulunan şelale de, ilkbaharda dağlardaki karların erimesiyle birlikte suyun yoğunluğu artmaktadır. Buraya yaz sezonunda gelirseniz şelale kenarında piknik yapabilir, ailenizle hoşça zaman geçirebilirsiniz.

Meryem Ana Kilisesi: Anadolu'nun en eski mabetlerinden biri olan Meryem Ana Kilisesi, Kızıl Kilise, Süryani Kilisesi ve Yakubi Kilisesi adlarıyla da anılmaktadır. Kilise Harput'un doğusunda yüksek bir kayanın üzerinde bulunmaktadır. Kilise dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde yer alan lahit ve üzerindeki Süryanice kitabesiyle yekpare taş kapağı, ikinci bölümde, dilek taşı duvarı şeklinde, dilek tutularak üzerine küçük taşların yapıştırıldığı duvar bulunmaktadır. Ayin bölümü olan üçüncü bölüm ile simetrik iki odadan oluşan dördüncü bölüm kilisenin diğer kısımlarıdır. Batı yönündeki duvarı tümüyle kaya olan Meryem Ana Kilisesi, günümüze kadar ayakta kalmayı başarabilmiş en önemli antik kiliselerimizden ve sadece ülkemizin değil dünyanın önemli kültür miraslarındandır.

Mansur Baba Türbesi: Harput’ta bulanan türbenin eski adı Cami-i kebirdir. Ancak halk arasında Mansur Baba Türbesi olarak bilinmektedir. Rivayete göre burada yaşayan bir kadının gördüğü bir rüya üzerine bölgede yapılan kazıda büyük bir lahit bulunmuş ve içinde bir erkek, bir kadın ve iki de çocuk mezarının bulunduğu görülmüştür. Erkek mezarında çürümemiş bir mezarla karşılaşılınca, bu durum dönemin şeyhülislamına bildirilmiştir. Gelen cevap üzerine türbe inşa edilmiş ve Mansur Baba Türbesi olarak isimlendirilmiştir. İki katlı olan yapı zaman içinde tadilat görmüş olsa da bugünkü görünümü aslına çok yakındır.

Hoca Hasan Hamamı: Harput’ta bulunan tarihi hamam Osmanlı mimarisinin tipik örneklerindendir. Soyunma, ılıklık ve yıkanma yerlerinden oluşmaktadır. İki giriş kapısı bulunur. Doğu kapısının kubbeli oluşu dikkat çekicidir. Soyunma yeri kare planlı ve üzeri kubbe ile örtülüdür. Tamamen yıkılmış olan ılıklıktan yıkanma yerine geçilir. Yıkanma yeri dört eyvanlı ortası büyük kubbeli ve köşelerde birer kubbeli halvetlerden meydana gelmiştir.

Harput Kalesi: Kale milattan önce 8. Yüzyılda Urartu Krallığı döneminde yapılmıştır. Harput bölgesi ve kale 1515 yılında Yavuz Sultan Selim döneminde Osmanlı İmparatorluğunun hakimiyetine girmiştir. İç kale ve dış surlar olmak üzere iki bölümden meydana gelen Harput Kalesi'nin özgün bir yapı olarak günümüze kadar korunabilmesinde Artuklu Dönemi’nde yapılan onarımların büyük katkısı olmuştur. Yalçın kayalar üzerinde inşa edilen ve kuşatılması oldukça zor olan kale, içerisinde hastane, tahıl ambarı, darphane, su sarnıcı, cephanelik, cami ve çok sayıda sivil yapının bulunduğu büyük bir yerleşim alanıdır.

Demirkapı Han: Alacakaya ilçesine bağlı, Çakmakkaya köyünde bulunan Demirkapı Han bölgedeki tek tarihi eser olarak dikkat çekmektedir. Demirkapı Hanı, 4. Murat tarafından 1638 yılında Bağdat seferi sırasında askerlerin ve kervanların konaklaması için yaptırılmıştır.

Buzluk Mağarası: Mağara buzluk taşı denilen kayalıkların arasında oluşan bir doğa harikasıdır. Derinliği yaklaşık olarak 200m. olan mağara da oluşan hava akımı neticesinde yaz aylarında doğal bir buz tabakası oluşmaktadır.

Elazığ ziyaretinizde yemek yenebilecek başlıca işletmeleri sizler için derledik.

Ensar Mangal Vadisi: Elazığ’a gelmişken Harput Kebabını denemeniz için en doğru mekanlardan biri. Ayrıca tüm et çeşitlerini çok lezzetli bir şekilde yiyebileceğiniz Ensar Mangal Vadisi geniş menüsü ve güler yüzlü hizmetiyle yolunuz düştüğünde mutlak uğramanız gereken mekanlardan.

Koçoğlu Restaurant: Elazığ’a has yöresel yemekli geniş bir menüyle sunuyor. Elazığ ziyaretinizde Elazığ’a has lezzetleri tatmak isterseniz adresiniz Koçoğlu Restaurant olmalı.

Orjin İskender: Özellikle İskender ile meşhur bir mekan. Ama kendinizi İskender ile kısıtlamanıza gerek yok. Diğer yemekler ve mezelerde oldukça lezzetli temiz. Uğranabilecek güzel bir işletme.

Ciğerci Kamil Usta: Şık ve bakımlı bir mekan, lezzetli yemekler ve doyurucu mezeleriyle gidenlerin genel olarak memnun ayrıldığı bir yer. Ciğer şiş buraya has yapımıyla mutlaka tadına bakılması gereken bir lezzet.