Isparta

Isparta

Ülkemizin Akdeniz bölgesinde bulunan Ispartanın, Özellikle lavanta bahçeleriyle, doğal güzellikler anlamında gezilecek birçok yeri bulunmaktadır.

Lavanta Bahçeleri: Sadece Ülkemizden değil dünyanın birçok yerinden ziyaretçilerini ağırlayan Keçiborlu ilçesinin Kuyucak köyünde bulunan lavanta bahçeleri görülmesi gereken doğal bir güzellik. Şehir turizmine yaptığı katkıyla, Hazirandan Ağustos ayına kadar mis gibi lavanta kokusunun her yeri kapladığı bu doğal güzellik fotoğraf kareleri için harika bir görünüm oluşturmaktadır.

Kovada Gölü Milli Parkı: 1992 yılında 1. Derece doğal sit alanı ilan edilen alan 1070 yılından beri milli park olarak kabul görmektedir. Eğirdir Gölünün bir bölümünü oluşturan Kovada Gölü tam bir doğa harikasıdır. Gölün girişine birde müze konumlandırılmıştır. Müzede göl coğrafyasında bulunan bitki ve hayvan türleri hakkında çeşitli bilgiler ziyaretçilere sunulmaktadır.

Davraz Dağı: Isparta şehir merkezine 26 km mesafede bulunan Davraz dağı kayak sporları yapmak isteyenler için kış aylarında hizmet vermektedir. Kayak dışında farklı pek çok dağ sporunun da yapıldığı dağda kafeterya türü işletmelerde bulunmaktadır. Dağdaki kar kalınlığı mevsim şartlarına göre 50 ile 250 metre arasında farklılık göstermektedir. Dağda konaklama yapılabilmesi için otellerde mevcuttur.

Yazılı Kanyon Tabiat Parkı: 05.09.1989 tarihinde Tabiat Parkı olarak ilan edilmiştir. Parka adını veren kanyonun derinliği 100 metreyi bulmaktadır. Zengin bitki örtüsü, yaban hayatı ve seyrine doyum olmayan doğal güzellikleri vardır. Tarihi Kral Yolu’nun da geçtiği kanyon tapınak ve kaya yazıtları ile tarihi önem arz etmektedir. Kanyonun içinde ikinci köprünün sağında tahrip edilmiş olan bir yazıt bulunmaktadır. Yazılı Kanyon Tabiat Parkı’nda kızılçam, kızılağaç, saçlı meşe, çınar, ardıç, ceviz, pırnal meşesi, keçiboynuzu, defne, zeytin, sandal, sakız, tespih, mersin, alıç, karaçalı, laden, katırtırnağı, zakkum, yaban gülü, sarmaşık, eğrelti gibi bitki türleri bulunmaktadır.

Antiocheia Antik Kenti: Yalvaç ilçesine 1 km mesafede bulunan Antiocheia Antik Kentinin kuruluş tarihi milattan önce 281-261 yıllarına dayanmaktadır. Cardo Maximus Caddesi'yle, heybetli surlarıyla, batı kapısının ihtişamıyla hafızalarda yer edinen Antiocheia Antik Kenti'nin birçok bölümü bulunmaktadır. Antiocheia Antik Kenti, devasa tiyatrosuyla, Men kutsal alanıyla, su kemerleriyle ve diğer tüm kalıntılarıyla uzun ama bir o kadar ilginç ve keyif verici bir gezi için en ideal noktalardan biridir. 

Adada Antik Kenti: Sütçüler ilçesi Sağrak köyünde bulunan antik kent ilk olarak 1888 yılında yapılan kazılar sonucu ortaya çıkarılmıştır. Kentin kuruluş tarihi tam olarak bilinmemektedir. Roma İmparatorluk döneminde özellikle İmparator Traianus, Hadrianus döneminde Adada’nın en parlak dönemini yaşadığı düşünülmektedir.  Kentte tabanı taş döşeli bir antik yol, Roma İmparatorluğu dönemine ait birçok tapınak ve mabet bulunmaktadır. Ayrıca kentte bazilika, akropol, anıtsal çeşme, yönetici binası, açık hava toplantı yeri, tiyatro ve anıt mezarlar bulunmaktadır. Kent düzlüğü ile vadi arasındaki bölümde yer alan kayalık alandaki akropol savunma amaçlı yapılmıştır. Akropolün çevresi sur duvarları ve kuleler ile çevrilidir.

Eğirdir Kalesi: Eğirdir gölü üzerindeki yarımadanın üzerinde bulunan Eğirdir Kalesi, yarımada boyunca uzanan surlarıyla ziyaretçilerini karşılamaktadır. İç ve Dış kale olmak üzere iki bölümden oluşan kalenin yapım tarihi tam olarak bilinmemektedir. Bulunan kalıntılar neticesinde, Bizanslılar döneminde onarım ve ilaveler yapılmış olabileceği düşünülmektedir. Tuğla ve taş olarak inşa edilen kalenin iç kısmında moloz dolgu görülmektedir.

Hoyran Adası ve Kaya Mezarlar: Yalvaç ilçesine 25 km mesafede bulunan, Eğirdir'in kuzey uzantısını oluşturan Hoyran Gölü'ne doğudan dik inen kayalıklarda bulunmaktadır. Soylulara özgü bir mezar türü olmasına karşın, üç mezardan özellikle birinin, 30 metre yükseklikte olması dikkat çekicidir. Diğer mezarlara nazaran üstün bir işçiliği bulunan bu mezarda ayrıca geometrik desenlerde bulunmaktadır. Bir bey mezarı olduğu düşünülmektedir.

Isparta geziniz esnasında yemek yiyebileceğiniz başlıca restoranları sizlerle paylaşmak istiyoruz.

Ferah Kebap Salonu: Aslında bir esnaf lokantası görünümünde olan işletme 1970’li yıllardan beri müşterilerine hizmet vermeye devam ediyor. Salaş bir görünümü olmasına rağmen içeriye girdiğinizi andan itibaren personelin güler yüzü ve yemeklerin hoş kokusu sizi cezbedecek. Şehre özgü Isparta kebabını burada deneyebilirsiniz. Gerçekten çok lezzetli yapıyorlar.

Köfteci Yusuf: Menüsü bulunmayan işletmede tüm yemekler çok lezzetli ve porsiyonları oldukça büyük. Çalışanları oldukça ilgili ve güler yüzlü. Isparta gezinizde tercih edilebilir mekanlar arasına girmeyi hak ediyor. 

Hacı Bekir Pide Salonu: Ispartalılara sorduğunuzda şehrin en iyi pidecisi olarak gösterilen mekan sadece bir pideci değil. Pidenin yanında çorba çeşitleri, güveç ve tatlı çeşitleri uygun fiyatlarıyla gelen ziyaretçilerini ağırlamakta.