Tarihi ve kültürel olarak çok zengin olan bu ilimizde Özellikle Selçuklular döneminden kalma çok sayıda cami, medrese, kümbet, hanlar, hamamlar ve bedestenleriyle gezi severlerin görmesi gereken bir şehir.

Kayseri Kalesi: 3. Yüzyılda Roma döneminde yapılmış olan kale, Dış kale ve iç kale olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Selçuklu Sultanı 1. Alaeddin Keykubat zamanında bugünkü şeklini alan kale, düz bir alana kurulmuş olup şehrin saldırı esnasında en önemli savunma alanıdır. İç Kale, Dış Kaleye göre daha yüksek yapılmış olması ve etrafına eklenmiş olan surları ile ayrı bir kale görünümüne bürünmüştür. Dış Kale, dış sur ve burçlardan meydana gelmekte, şehrin korunması, yönetim merkezi ve genel olarak yerleşim alanlarını kapsamaktadır.

Döner Kümbet: 1276 yılında Şah Cihan Sultan tarafından yaptırılan kümbet Selçuklu mimarisinin el işçiliği yönünden en zengin eserlerinden biridir. Üzerine işlenen geometrik şekiller ve çift başlı kartal, insan başlı ve kanatlı pars, aslan figürleriyle kaplı 12 yüzeyden oluşmaktadır. Kümbetin etrafında dolaştığınızda hep aynı motifleri gördüğünüzden bir süre sonra siz değil kümbet dönüyormuş hissine kapılıyorsunuz. Bu sebepten zamanla Döner Kümbet ismini almıştır.

Kurşunlu Camii: Mimar Sinan’ın Kayseri’deki eşsiz eseri, 1585 yılında yapılan caminin asıl adı Hacı Ahmet Paşa Camisi olmasına karşın, kurşun kaplı kubbesinden ötürü Kurşunlu Camii adını almıştır. Ayrıca tamamı mermerden yapılmış giriş kapısı görülmeye değer güzelliktedir.

Selçuklu Uygarlığı Müzesi: Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden, Selçuklu döneminden kalma eserlerin sergilendiği müze, 1206 yılında Gevher Nesibe Medresesi olarak kuruldu. Gevher Nesibe Medresesi, kurulduğu tarihte Anadolu’nun ve dünyanın ilk Tıp Fakültesi olarak tarihe geçmiştir.

Kayseri Arkeoloji Müzesi: 1 Mart 1930 yılında açılan müze ilk olarak, Hunat Hatun Medresesi’nin bir bölümü onarımı yapıldıktan sonra depo müze olarak hizmet vermeye başlamıştır. Hazırlıkların tamamlanıp ziyarete açılması ise 1938 yılında olmuştur.

Roma Mezarı: Siyah kesme taşlardan yapılan mezar, 12. Yüzyılda Romalılar döneminde yapılmıştır. Dikdörtgen planlı ve 2 katlı olan mezar, İstasyon caddesinde bulunmaktadır.

Zeynel Abidin Türbesi: Kayseri’de İmam Sultan adı ile anılan Zeynel Abidin, 1414 yılında Kayseri’de vefat etmiş ve mezarı üzerine bugünkü yerde mütevazı bir türbe yapılmıştır.2. Abdülhamit döneminde 1886’da mezarın bulunduğu yere, mevcut türbe inşa edilmiştir. Yapının giriş kapısının üzerinde bulunan kitabede 2. Abdülhamit’in kitabesi bulunmaktadır.

Avgunlu Medresesi: 13. Yüzyılda yapılmış bir Selçuklu medresesi olan Avgunlu Medresesi, kesme taşlardan yapılmış, iki büyük eyvanı ve revaklı avlusu bulunmaktadır. Selçuklu mimarisinin güzel bir örneği olarak günümüze ulaşmış bir eserdir.

Kayseri’de yemek yenebilecek mekanları sizler için derledik.

Saray Çiftliği Kahvaltı ve Yemek Evi: Kayseri seyahatinizde kahvaltı dendiğinde ilk aklınıza gelmesi gereken mekanlardan biri. Çalışanların güler yüzlü oluşu ve masanıza gelen yiyeceklerin tazeliği ve lezzeti burayı uzun süre aklınızdan çıkaramayacağınız bir yer yapıyor.

Kemal Koçak Et Lokantası: Ortam oldukça nezih. Personel oldukça çalışkan ve güler yüzlü. Menü içeriği çok çok zengin ve ayrıca Kayseri’nin yöresel yemeklerini de en lezzetli haliyle bulabileceğiniz bir işletme.

Serpil Abla: Kayseri’nin yöresel birçok lezzetini tadabileceğiniz bir işletme olmasının yanı sıra, hamur işleri konusunda da oldukça iddialı. Kayseri mantısı, kete, içli köfte ve daha farklı birçok çeşidiyle sizleri bekliyor.

Altıntabak Et Lokantası: Geniş menü seçeneğiyle, müşterilerine farklı lezzetler sunan işletme, özellikle çorba çeşitleriyle müşterilerinden geçer not alıyor. Ayrıca hızlı servis ve güler yüzlü personelinden de bahsetmemek olmaz.

Konak Restaurant: Eski bir taş konağın restore edilmesiyle ortaya mükemmel bir mekan çıkmış. Geniş bir menü seçeneği ve gayet profesyonel çalışanlarıyla Kayseri seyahatinizde uğrayabileceğiniz bir mekan.