Kütahya
Kütahya
Şehrin kuruluş tarihi tam bilinmemekle birlikte, milattan önce 3000 yıllarına denk geldiği tahmin edilmektedir. Harika işlemeli çinileri ve tarihi yapılarıyla ülkemizin en güzel şehirlerinden olan Kütahyada gezilebilecek yerlerle ilgili sizlerle bazı bilg
Sizlerde Kütahya
seyahatine çıkmadan önce gezilebilecek yerlerle ilgili tavsiye niteliğindeki
yazımızı okumalısınız.
Kütahya Kalesi: Antik dönemlerden beri yerleşim yeri olan
Kütahya’da 5. Yüzyılda Bizanslılar tarafından yapılmıştır. Selçuklular,
Germiyanoğulları ve Osmanlılar tarafından yapılan onarım ve eklerle
güçlendirilmiştir. Yukarı, iç ve aşağı kale olmak üzere üç bölümden oluşan
kalenin sık yerleştirilmiş burçları, moloz-kesme taş karışımı ile tuğla
sıralardan oluşmaktadır. Orta Hisar Mescidi olarak bilinen Yukarı Kalenin taş
kapıdaki yazıttan, Germiyanoğlu Süleyman Şah tarafından 1377-1378 yıllarında
yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Moloz taş ve köşelerde kesme taş kullanılarak
yapılmıştır. Aşağı Kale Mescidi altıgen planlı küçük bir mescittir. Kerpiç
sıvalı olmasına rağmen tamamen tuğladan yapıldığı anlaşılmaktadır.
Çini Müzesi: Türkiye'nin ilk ve tek çini müzesidir.
Germiyan Beyi 2. Yakup Çelebi tarafından 1411 yılında yaptırılan imaret,
medrese, mescit, kütüphane ve hamamdan oluşan külliyenin imaret ve türbe
bölümü, Kültür ve Turizm Bakanlığınca çini müzesi olarak restore
edilip, 1999 yılında ziyarete açılmıştır. Türbe bölümünde 2. Yakup
Bey’in çinili sandukası bulunmaktadır. Müzede 14. Yüzyıldan günümüze, Kütahya
ve İznik’te yapılmış olan çini kitabeler, çini vazo, tabak, pano ve çiniden
yapılma ev gereçleri bulunmaktadır. . Müzenin girişinde, son Germiyan beyi 2. Yakup
Çelebiye ait Osmanlı Türkçesiyle yazılmış dünyanın en büyük ikinci taş kitabesi
bulunmaktadır.
Kütahya Jeoloji Müzesi: Müze il merkezinde bulunmaktadır.
Daha önce hamam olarak kullanılan yapı yapılan restorasyon sonrası, müzeye
dönüştürülmüştür. Restorasyondan sonra, bu tarihi mekan, yerel ve ulusal
ölçekte yeraltı zenginliklerinin tanıtılması ve sergilenmesi amacıyla
kullanılmıştır. Maden ruhsat sayısının en çok olduğu il olan Kütahya, Türkiye
bor rezervlerinin %50’sini, linyit rezervlerinin %7,6’sını ve seramik
hammaddelerinin çeşit ve rezerv olarak çok önemli bir miktarını karşılaması bakımından
çok önemli bir konumdadır.
Çinili Camii: Ressam ve Neyzen Ahmet Yakupoğlu tarafından
1973 yılında yaptırılmıştır. Yapı tarzı ve süsleme üslubuyla Orta Asya Türk
mimarisinden bir esintiyi yansıtır. Sekizgen iki katlı ve tek kubbeli olan
yapının içi kalem işi süslemelerle, dışı ise özel üretim mavi Kütahya
çinileriyle süslenmiştir.
Mollabey Camii ve Külliyesi: Külliye cami, medrese,
kütüphane ve mektepten meydana oluşmaktadır. Müftüzade Molla Bey yapımı 1855-1856
yılında tamamlanan külliyenin camisini eşi Esma Hanım’a, kütüphanesini babası
Abdurrahman Efendi’ye, minaresini de annesi Fatma Hanım adına yaptırmıştır.
Medrese, şadırvan, mektebi de kendi adına yaptırmıştır. Cami moloz taştan
yapılmış olup minaresi tuğla ile örülmüştür. Üzeri ahşap çatı örtülüdür.
İshak Fakih Camii: Son dönem Germiyanoğulları
eserlerinden olup, 1433 yılında devrin ünlü Kütahya fıkıh alimi, İshak Fakih
Bin Halil tarafından yaptırılmıştır. Kesme taş ve tuğla duvarlarıyla gösterişli
bir ön cephesi vardır. Düzenli mimarisiyle dikkat çeken caminin taş mihrabının
çevresi 15. Yüzyıl özelliği gösteren iki renkli çinilerle bezenmiştir.
Saadettin Camii: Selçuklu
Devleti'nin seraskerlerinden ve Kütahya'nın fatihi olarak bilinen Hezar Dinar tarafından
ahşap olarak yaptırılmıştır. Banisinin de burada gömülmüş olduğu biliniyor.
Cami, 1700'de yangında yok olmuş, 1824'te de Derviş Mehmet Paşa tarafından
tekrar yapılmış ancak 1866' da tekrar yanmıştır. Son şekli ile 1870 yılında
İşkodralızâde Hasan Hakkı Bey önderliğinde halktan toplanan paralarla kagir
olarak yeniden, altında vakıf dükkanları ile birlikte yaptırılmıştır.
Kütahya seyahatinizde hangi mekanlarda yemek
yiyebileceğiniz konusunda bazı tavsiyelerde bulunmak istiyoruz. Seyahate
çıkmadan önce yazımızı okumanız bu işletmelerle ilgili fikir sahibi olmanıza
yardımcı olacaktır.
Osmanlı Kebap: Lezzetli yemekleri ve güler yüzlü
personeliyle nezih bir ortam. Ayrıca dilerseniz yemeklerin yapıldığı yeri de
görebilirsiniz temizliklerine çok güveniyorlar. İkramları oldukça bol ve
lezzetli. Osmanlı evleri mimarisine sahip, tamamen ahşap bir binada hizmet
veren işletme Kütahya seyahatinizde hoşça vakit geçirebileceğiniz ve lezzetli
yemekler yiyebileceğiniz bir mekan.
Şirin Sucuk Kütahya: Mekan oldukça temiz ve kendi
üretimleri olan sucuk ve benzeri ürünleri servis ediyorlar. Mezeler güzel ve
kaliteli, gönül rahatlığıyla yemek yiyebileceğiniz
bir yer.
Antre Gurme: Oldukça nezih ve sıcak bir ortam olduğunu
belirtmek gerekir. Özellikle Hatay Köftesi çok meşhur. Kütahya’ya geldiğinizde yemek yenebilecek
işletmeler arasına Antre Gurmeyi de ekleyebilirsiniz.
Nar Geleneksel Lezzetler: Aileniz ile birlikte gönül
rahatlığıyla gidebileceğiniz bir mekan. Sunum ve servise verilen önem hemen
belli oluyor. Kütahya’ya ait yöresel yemekleri de tatma imkanı bulabileceğiniz
mekan. Kütahya seyahatinizde güzel bir akşam yemeği için oldukça ideal bir
adres.
Pesmet: Kütahya için en iyi restoranlardan biri
denebilir. Çalışanları nazik ve ilgili halleri, mekanın temizliği ve yemeklerin
lezzetiyle Kütahya’da uğranabilecek mekanlar listesine girmeyi hak ediyor.