Niğde

Niğde

İç Anadolu Bölgesinde yer alan ilimiz, bölgede en az nüfusa sahip konumdadır.

Zengin bir tarihi geçmişe sahip olan Niğde, tarih boyunca bir çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bunlardan bazıları, Hititler, Asurlar, Frigler, Medler, Persler, Romalılar, Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu olarak sıralanabilir. Böylesine zengin bir tarihi geçmiş ve kültüre ev sahipliği yapmış bu ilimizi zaman ayırıp hepimizin gezmesi gerekiyor.

Gümüşler Manastırı: Büyük bir kaya kilisenin içine oyulan manastır Kapadokya bölgesindeki günümüze iyi korunarak gelmiş ve en büyük manastırlardan birisidir. Manastırın en önemli yapısı kuzeyinde yer alan kilisedir. Dört serbest destekli kapalı Yunan haçı planlı kilisenin kuzey haç kolunun kuzeyinde iki mezar nişi, naosun batısında beşik tonoz örtülü iki giriş mekanı bulunmaktadır. Manastır da yer alan diğer mekanların pek çoğunun işlevi bilinmemektedir.

Niğde Kalesi: Eski Niğde şehrinin bulunduğu tepeyi çevreleyen kale üç surla çevrilmiştir. Birçok bölümü yıkılmış olan kalenin, bugün tepenin kuzeydoğusunda bir hisarı içine alan kısmı ayakta kalabilmiştir. Yakın zamana ait yıkıntıları arasında meskene çevrilen iki burcun kalıntıları görülmektedir. Bu sur muhtemelen Sungurbey caminin yanına kadar uzanıyordu. Sungurbey caminin karşısında surlardan ayakta kalan az bir kısım restore edilmiştir. Batı taraftaki sur ve burçlar tamamen kaybolmuştur. Kalenin ayakta kalan tek burçtan ibaret ana kulesi tepenin en yüksek noktasına yapılmıştır.

Niğde Müzesi: Niğde Paleolitik Çağdan günümüze değin kesintisiz bir yerleşime tanık olmuştur. Bu binlerce yıllık kültür birikiminin oluşumunda onlarca topluluğun ve uygarlığın katkısı vardır. Bu kültür ve medeniyetlerin oluşturduğu çok zengin ve ünik eserlerin sergilendiği müze, Anadolu arkeolojisini en iyi temsil eden müzelerden biridir.

Tyana Ören Yeri Ve Su Kemerleri:  Bor ilçesi, Kemerhisar kasabasında bulunan Ören yeri, Kemerhisar Kasabasının büyük bir bölümünün altında kalmıştır. Kasabanın muhtelif yerlerinde çeşitli durumlarda bulunan önemli eserler ve ören yerinde yapılan bilimsel kazılar neticesinde çıkan eserler Niğde Müzesi’nde sergilenmektedir. Bahçeli Kasabası’nda bulunan ve Roma havuzu adıyla adlandırılan antik havuza hayat veren kaynak suyunun Roma devrinde yapılan kemerlerle taşınmasına yönelik oluşturulan kemerlerden dolayı kasaba Kemerhisar adını almıştır. Roma havuzundan itibaren Kemerhisar içlerine kadar olan bölümdeki kemerler henüz toprak altındadır. Kalan bölümdeki ve kazı alanına kadar olan kemerler ise toprak üzerindedir. Halen büyük bir bölümü ayakta bulunan su kemerleriyle Roma havuzundan şehre su taşınmaktaydı.

Saat Kulesi: 1901 yılında yapımına başlanan Saat Kulesi, Niğde'nin iç kalenin güneybatı köşesindeki burcun yarısı yıkılıp içi doldurularak 1902 yılında tamamlanmıştır. Dıştan minare görünümünde olan saat kulesi, dört bölümden oluşur. Saat kulesi yapma geleneği Osmanlı’da 1800’lü yıllarda başlamıştır. Anadolu’da ki örnekleri ise 19. Yüzyıl başlarında görülmeye başlamıştır.

Rahmaniye Camii: Osmanlı İmparatorluğu döneminde Abdurrahman Paşa tarafından 1747 yılında yaptırılmıştır. İlk yapımındaki görünümünü büyük ölçüde korumayı başarmıştır. Tek minaresi bulunan caminin yapımında, sarımtırak renkteki  trakit taşı ağırlıklı olarak kullanılmıştır. Yapı oldukça sade bir görünüme sahip olmasına rağmen tarihi öneminden dolayı görülmesi gereken eserlerdendir.

Hüdavent Hatun Türbesi: aç kapısı üzerindeki inşa kitabesine göre milattan sonra 1312 yılında yapılmıştır. Anadolu Selçuklu Hükümdarı 4. Rukneddin Kılıç Aslan’ın kızı Hüdavend Hatun yaptırmıştır. Günümüze bazı onarımlar görerek gelse de ilk yapıldığındaki görünümünü büyük ölçüde korumaktadır. Yapı, tek katlı ve sekizgen planlı türbeler grubuna girmektedir. Yapı malzemesi olarak sarımtırak renkli trakit taşı kullanılmıştır.

Niğde seyahatinizde nerelerde yemek yiyebileceğiniz konusunda sizler için derlediğimiz bu yazıyı seyahatinize çıkmadan okumanız, bu işletmelerle ilgili fikir sahibi olmanızı sağlayacaktır.

Adanalı İsmail Usta: Adından da anlaşılacağı gibi muhteşem kebaplarıyla ön plana çıkan bir işletme. Mezeleri ve salataları da oldukça taze ve lezzetli. Niğde’ye geldiğinizde bize göre uğramadan dönmemeniz gereken bir mekan.

Gümüş Et Restoran: Kilo ile et servisi yapan bu işletmede etler en iyi şekilde pişirilip en doğru soslarla sunum yapılmaktadır. Temizliği ve servis kalitesiyle dikkat çeken bu işletmeyi Niğde gezinizde es geçmemeniz gerekiyor.

Beykoz Ocakbaşı: Merkezde bulunan bu lokantada çalışanların samimiyeti ve ilgisi müşterilerini memnun ediyor. Sakatat türü çorbalarıyla şehirde ünlenen bu lokantada, ocakbaşı kültürünü de tam anlamıyla yaşayabilirsiniz.

Sofram: Adana mutfağının ağırlıkta olduğu bu işletmede bolca meze ve salata ikramı servis edilmekte. Adana’ya özgü kebap ve et çeşitlerini en lezzetli haliyle tüketebileceğiniz bu işletmeyi Niğde seyahatinizde tercihleriniz arasına ekleyebilirsiniz.

Damak Lahmacun: Şehir merkezinde bulunan işletme kendi yorumunu kattığı lahmacun ile ünlenmiştir. Hamuru çıtır ve malzemesi bol olan lahmacunu denemek isterseniz Niğde’ye geldiğinizde uğrayabileceğiniz bir mekan.