Uşak
Uşak
Ege bölgesinde bulunan ilimizde gezilip görülecek birçok tarihi yapı ve doğal güzellik bulunur.
Saz ve Söz ustalarının yaşadığı Uşak kültür olarak zengin bir
ilimizdir. Antik dönemlerinden beri bir yerleşim yeridir. Eski adı ile Temenothytia‘dır.
Milattan önce 4000’li yıllara uzandığını gösteren bazı tarihi kalıntılar
bulunmuştur. Milattan önce 2000’li yıllarda Anadolu’yu himayesi altına alan
Hititlerin gözde bir yerleşke alanıydı. Milattan önce 7. Yüzyılda Lidyalıların
himayesine girmiştir. Daha sonra Perslerin işgal ettiği şehir, Büyük
İskender’in tüm coğrafyayı ele geçirmesiyle Makedon sınırları içine girmiştir.
İskender’in ölümünün ardından Roma hakimiyetine giren şehir uzun bir dönem bu
yönetim altında yaşamıştır. 1071 yılından sonra Anadolu’da güçlenmeye başlayan
Selçuklular 1176 yılında Miryokefalon savaşıyla bölgeyi ele geçirmiştir. Bu
dönemden sonra kısa aralıklarla el değiştirse de genel olarak Türk toprağı
olarak bugünlere gelmiştir.
Ulubey Kanyonu:
Ulubey ilçesi sınırları içerisindedir. ABD'deki Arizona Eyaletinde bulunan
Büyük Kanyondan sonra dünyanın en büyük ikinci kanyonudur. Bugüne kadar az
bilinen kanyon, Ulubey Çayı ve Banaz çayı boyunca devam eden bir ana kanyon ve
buna bağlanan onlarca büyük yan kanyonun birleşimlerinden oluşmaktadır. Ulubey çayı,
bütün kanyonu adeta saklı bir cennete çevirmiştir. Kanyonda çeşitli türlerde
meyve ve sebze yetiştirilebilir. Kanyona toprak yollardan bir arazi aracıyla
inebilir yada belirli bir güzergahta arkadaşlarınızla yürüyüş yapabilirsiniz.
Kanyon boyunca balonla gezinti yapabilme imkanınızda vardır. Bölge Uşak merkeze
29 km mesafededir.
Clandras Köprüsü: Karahallı
ilçesinde yer alan Frigyalılar döneminden kalma tarihi bir köprüdür. Köprü
Banaz Çayı üzerine yaklaşık 2500 yıl önce yapılmıştır. Taşların yüzleri kalemle
işlenmiş ve kemerlerin iri taşları zıvanalı olarak birbirine iyice kenetlenmiştir.
Kemeri kasnak biçimindedir. Köprü fil ayağı tabir edilen iki ana gövdeden
oluşmuş sabit kaya üzerine bindirme tekniğiyle inşa edilmiştir. Hangi amaçla
yapıldığına ait bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak kilit taşlarından birinin
oynaması üzerine son yıllarda beton ile tamir edilerek orijinalliğini
yitirmiştir.
Blaundus Antik Kenti:
Büyük İskender’in Anadolu Seferleri’nden sonra Makedonya’dan gelen halk
tarafından kurulmuştur. Şehir halkının kendilerine Makedonyalı Blaundus adının
verdiği söylenmektedir. Büyük İskender’den sonra Bergama Krallığına ardından da
Roma İmparatorluğuna bağlanan kentin, Roma döneminde önemi artmıştır. Derin
vadilerle çevrili bir yarımada üzerinde yer alan kentin önemli yapıları
arasında kale, tapınaklar, tiyatro, stadyum ve kaya mezarları bulunmaktadır.
Sebaste: Roma
imparatoru Augustus tarafından milattan önce 20 yılında Sebaste adıyla
kurulmuştur. Roma Dönemi’nde en önemli şehirden biridir. Milattan sonra 9.
yüzyılda yakın çevresindeki kentlerin piskoposluk merkezi haline gelmiştir. En görkemli
çağlarını Bizans Döneminde yaşayan kentte büyük ve küçük olmak üzere iki kilise
bulunmaktadır.
Burma Camii: Camii'nin
yapımında moloz taş, tuğla ve beton malzeme kullanıldığı görülmekte olup,
caminin özellikle minaresi dikkat çekmektedir. Minaresi burma yivli olarak inşa
edilmiştir ve tek şerefelidir. Burma Camii, geride kalan yıllar içinde defalarca
onarım görmüş olup, 1988 ve 2008 yıllarında da geniş çaplı bir onarım
sürecinden geçmiştir.
Uşak Kent Tarihi
Müzesi: Uşak Kent Tarihi Müzesi’ne ev sahipliği yapan bina çok önemli bir
geçmişe sahiptir. Türkiye’de sokakları aydınlatmak maksadıyla ilk elektik
Uşak’ta üretilmiştir. Şehri aydınlatmak amacıyla ilk kez kullanılan elektrik,
bu binada üretilmiş ve dağıtımı yapılmıştır. Uşak için son derece anlamlı bir
gün olan Uşak’ın kurtuluş günü 1 Eylül tarihinde de Uşak Kent Tarihi Müzesi
olarak ziyaretçilerine açılmıştır. Şehrin kronolojik tarihi, coğrafyası, kurtuluş
mücadelesi, turizm zenginlikleri, doğal güzellikleri, folklorik değerleri, benzersiz
Uşak tarhanası, belgeler, canlandırmalar, görsel sunumlar ve maketlerle
anlatılmıştır.
Mesotimolos: Etrafı
yüksekçe tepe ve kayalıklarla çevrili bir vadinin çevresindeki kayalıklarda çok
sayıda basit görünümlü tek odalı, kapıların bazıları dikdörtgen ve kemer kapılı
olan kaya mezarlığına rastlamak mümkündür. Bunların Lidya Dönemi Uygarlığına
ait mezarlar olduğu değerlendirilmektedir.
Cimcim Çeşmesi: Çeşmenin
kim tarafından yapıldığı bilinmiyor. Yapımı sırasında kesme taş kullanılmış
olup, mimari açıdan oldukça gösterişlidir. Cimcim Çeşmesi'nin her iki yüzünde
basık yuvarlak silmeli kemerler görülmekte olup, çeşmenin köşe dolguları ise
kabartma ay yıldız motifleri ile süslenmiş. Özellikle kıvrımlarındaki incelik,
taş oyma sanatının en benzersiz örneklerinden biridir.
Uşak gezinizde
nerelerde yemek yiyebileceğiniz konusunda sizler için bu yazıyı derledik. Şimdiden
afiyet olsun.
Tarhana Baba: İşletme
temizlik ve servis açısından çok başarılı bunu belirmek gerekiyor. Yöresel bir
ürün olan Uşak Tarhanasını en leziz haliyle tüketebileceğiniz adreslerden biri.
Yanında özel soslar ve turşusuyla uzun süre damağınızda hissedeceğiniz bir tat
bırakacak.
Şişko Restoran: İşletmede ilgi alaka çok iyi.
Çalışanların bu yönde telkin edildiği, müşteriyi rahat ettirmenin amaçlandığı
hemen belli oluyor. Özellikle et yemekleri çok başarılı. İşkembe çorbası da
mutlaka denenmeli. Restoran Uşak seyahatinizde mutlaka gitmeniz gereken
adreslere eklenmesi gereken bir mekan.
Ezogelin Kebap Salonu: Et sevenlerin Uşak seyahatinde
uğraması gereken mekanların başında geliyor. Burada et ürünlerinin lezzetinin
yanında mezeler, salatalar oldukça taze ve lezzetli. Ayrıca ikramı da çok fazla
olan bu işletmede çalışanların ilgisi ve mekanın temizliği de geçer not alıyor.
Kıyak Pide: Uşak’ta belki de yiyebileceğiniz en güzel
pide çeşitlerinin bir arada bulunduğu bir mekan. İşletme oldukça güzel, şehir
çapında nam yapmış bir yer. Uşak’ta pide denince herkes burayı adres
gösteriyor. Bu tür yemeklerden hoşlanıyorsanız Uşak seyahatinizde ailenizle
birlikte hem hoşça zaman geçirebilir, hem de lezzetli pideleri tatma imkanı
bulabilirsiniz.