Van

Van

Bütün tarihi ve doğal güzelliklerini sinesine toplamış, Urartu Medeniyeti ne başkentlik yapmış olan Van, köklü tarihi ve kültürü ile sizi kendisine hayran bırakacak.

Van Gölü, Akdamar Adası, Van Kedi Evi, Muradiye Şelaleleri, Van Kalesi, Çavuştepe Kalesi, Hoşap Kalesi, kaplıcaları ve peribacaları göreceklerinizden bazıları. Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü’nün etrafı volkanik dağlarla çevrilmiştir. Van doğa ve tarih kültür turizmi bakımından çok önemli bir konumdadır.

Akdamar Adası: Gevaş İlçesi’nin sınırları içerisinde kalan adanın güneydoğusunda Vaspurakan Kralı 1. Gagik tarafından 915-921 yılları arasında Keşiş Manuel'e yaptırılmış olan bir kilise bulunmaktadır. Kilisenin kuzeydoğusundaki şapel 1296-1336 tarihlerinde, batısındaki jamaton 1763 tarihinde, güneyindeki çan kulesi 18. yüzyıl sonlarında ilave edilmiştir. Kuzeyindeki şapelin ise, tarihi bilinmemektedir. İlk yapıldığında saray kilisesi olan yapı, sonradan manastır kilisesine dönüştürülmüştür. 2007 yılında geçirmiş olduğu restorasyon sonucunda Anıt Müze olarak hizmete girmiştir. 

Van Kalesi: Van il merkezinin sınırları içerisinde olup, merkeze 5 km mesafede bulunmaktadır. Van ovasında uzanan kaya kütlesi üzerine kurulmuştur. Üç bölümlü kalenin kuzeydeki çıkış yolu, batıdan doğuya doğru hafif rampa şeklindedir. Tuşpa adıyla uzun süre Urartu Devleti'nin başkentliğini yapan kale, Urartu kralı 1. Sarduri tarafından milattan önce 840-825 tarihleri arasında kurulmuştur. Kalede Urartular'dan kalma Madır Burcu, Analı-Kız açık hava tapınağı, kaya mezarları, Bin Merdivenler ile ana kayaya oyulmuş sur duvar yatakları ve sur duvarları bulunmaktadır. Kalede Urartular'dan sonra Osmanlı'ya kadar Pers yazıtı dışında herhangi bir kalıntı gelmemiştir. Doğu tarafındaki sur ve kuleler, kale giriş kapısı, tahkimat ve diğer beden duvarları, Yukarı Kale, Süleyman Han Cami ve minaresi ile askeri amaçlı kerpiç ve taştan çeşitli yapılar, Osmanlı döneminden kalmadır. Tahkimatı sağlayan beden duvarları, burçlar ve kuleler moloz taş, kerpiç ile kesme taş malzeme ile yapılmıştır. Bu duvar ve tahkimatlar kuzeyden kalenin siluetini oluşturmaktadır. Osmanlı döneminde kale tamamen askeri amaçlı olarak kullanılmıştır. Asıl şehir kalenin güneyinde kurulmuştur. Burası da surlarla çevrilmiş. 1915’ten sonraki tahrip olmuş haliyle günümüze kadar ulaşmıştır.

Hoşap Kalesi: Hoşap Suyunun kuzeybatısında sarp ve dik bir kaya kütlesi üzerine kurulan kale, iç kale ile bunun kuzeyindeki dış kaleden oluşmaktadır. Geçmişi itibariyle Urartu Devletine kadar uzanan kale, Osmanlı Devleti'ne tabi Mahmudi Beylerinin yaptırdığı şekliyle günümüze ulaşmıştır. İç kale giriş kapısı üzerindeki kitabesine göre Mahmudi Süleyman Bey tarafından, 1463 yılında yaptırılmıştır. Dış kale surları arazinin yapısına göre şekillenmiş doğu, kuzey ve batıdan dolanan surlarla çevrelenmiştir. Doğu surları kısmen, batıdakiler ise büyük ölçüde yıkılmış durumdadır. Surları destekleyen burçlardan bazıları günümüze gelmiş, ayrıca doğu ve batıdaki kapıları tamamen yıkılmıştır. Dış kalenin kuzeydoğusunda bir gözetleme kulesi yer almaktadır. İçerisinde bugün bir cami kalıntısı ile köy evleri mevcuttur.

Çarpanak Adası: Van Gölü'nün kuzeydoğu bölgesinde, Van ilinin merkeze bağlı Çitören Köyü mevkiinde bulunan bir adadır. Köyün iskelesinden teknelerle ulaşımın sağlanabildiği ada, üstündeki doğal yaşamın bozulma tehlikesine karşı turizme kapalı tutulmaktadır. Adanın üzerinde 9 ile 11. yüzyılda yapılmış olduğu sanılan, Saint Jean'a adanmış bir de manastır vardır. Ktouts Manastırı adı ile anılan yapının bugün yalnızca kilise bölümü ayaktadır.

Muradiye Şelalesi: Van il merkezine 80 km uzaklıktadır. Adını Bağdat seferine çıkan Osmanlı Padişahı 4. Murat’tan almıştır. Tendürek Dağı’ndan beslenen çay üzerindedir. Şelalenin yüksekliği 50 metredir. Her mevsim ayrı bir manzara sunmaktadır. Bir şelale için çok da yüksek sayılmayan Muradiye, çayın kuvvetli akış gücünden dolayı görkemli bir manzara sunar. Muradiye Şelalesi, sadece görüntüsü ile değil çevresini güzelleştiren tabiatıyla da görülmeye değerdir. Bahar aylarında rengârenk çiçekler Muradiye Şelalesi’nin güzelliğine güzellik katar. Kış aylarında ise donan şelale suları buzdan kristallere dönüşür. 

Van Kedi Villası: Van 100. yıl üniversitesi kampüsü içinde kurulmuş. Van kedilerinin neslini korumak için oldukça yerinde bir kuruluş. Çok düşük bir ücret karşılığında onlarca Van kedisini çok yakından görebiliyor hatta sevebiliyorsunuz. Van seyahatinizde uğramanız gereken başlıca yerlerden biri. 

Yedi Kilise: Erek Dağı'nın eteklerinde kurulmuş olan bu manastır, bugün Van Merkeze bağlı, Yukarı Bakraçlı Köyü’nde yer almaktadır. Tamamı Warak Wank Manastırı olarak adlandırılan yapı, aslında anıldığı gibi yedi adet kilise olmayıp iki grup halinde beş kilise, bunlara eklenen bir Jamatun, bir kütüphane ve bir çan kulesinden oluşmaktadır. Manastırı teşkil eden kiliselerin en eskisi St. Sophia kilisesidir. 8. yüzyılda inşa edilmiş olup, sadece apsisi mevcuttur. İkincisi bunun kuzey duvarına bitişik inşa edilmiş ve günümüzde yıkık olan St. John Kilisesi’dir. Bu ikisi yapıların birinci grubunu teşkil etmektedir. Günümüze kadar ulaşan ikinci grup yapıların çekirdeğini 1003-1021 tarihleri arasında inşa edilen Kutsal Meryem Ana Kilisesi oluşturmaktadır. Dıştan doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı yapı, içten dörtlü yonca yaprağı planlı olarak yapılmıştır. Merkezi planlı kilisenin kubbesi yıkılmış vaziyettedir.

Ayanis Kalesi: Kayalık bir tepe üzerine inşa edilen ve etrafı sur duvarlarıyla çevrili olan kale, Van Gölü’nün doğu kıyısında, Van iline 38 kilometre mesafede bulunmaktadır. Kalenin Urartu ve Orta Çağ olmak üzere iki ayrı dönemde yerleşim alanı olarak kullanıldığı düşünülmektedir. Ancak Orta Çağa ait mimari kalıntılar büyük oranda tahrip olduğundan, bugün kalenin ayakta duran kısmı çoğunlukla Urartu dönemi yapılarıyla temsil edilir. Dış kent ise sadece Urartu döneminde yerleşim alanı olarak kullanılmıştır.

Vanadokya Peri Bacaları: Başkale  İlçe merkezine 33 kilometre uzaklıktaki Yavuzlar köyünde volkanik Yiğit Dağı'nın püskürttüğü kayaların, yağmur sularının ve rüzgarın aşındırmasıyla ortaya çıkardığı peri bacaları, Nevşehir'in Ürgüp ilçesindeki Kapadokya'yı aratmıyor. Yöre halkı tarafından Vanadokya olarak adlandırılan ve her yıl özellikle yaz mevsiminde çok sayıda yerli ve yabancı turisti ağırlayan peri bacaları, son yıllarda yağışların etkisiyle ortaya çıkan, metrelerce uzunluktaki çok sayıda tünel ve mağarayla da dikkatleri çekiyor.

Yöresel yemekleriyle ünlü olan Van ilimizde nerelerde yemek yiyebileceğiniz konusunu bu yazımızda sizler için derledik.

Hacıoğlu Kebapçısı: Van ilinde kebap yemek için en doğru adreslerden biri burası. Oldukça temiz ve nezih bir mekan ve buradaki kebap türleri gerçekten damak çatlatan türden. Ezmesi ve diğer birçok mezesi tadına bakılası lezzetler. Sizde Van gezinizde lezzetli bir kebap yemek isterseniz adresiniz burası olmalı.

Kervansaray Restaurant: Öncelikle masanıza çiğköfte, salata, irmik helvası gibi ikramları sınırsız olarak getiriyorlar. Kebapları ve mezeleri oldukça lezzetli bir mekan. Çalışanlar saygılı ve özverili. Mekanın temizliği de geçer not alacak türden. Gönül rahatlığı içinde tavsiye edebileceğimiz bir mekan olduğunu belirtmek isteriz.

Halil İbrahim Sofrası: Birçok et yemeğini en lezzetli haliyle tüketebileceğiniz bir adres. Özellikle İskender çok rağbet görüyor. Mekan olarak oldukça temiz ferah bir yer. Van seyahatinizin yemek rotasına ekleyebileceğiniz bir adres olabilir.

Aşiyan Ev Yemekleri: Van iline özgü yöresel pek çok yemeği en lezzetli haliyle bulabileceğiniz bir mekan olan Aşiyan Ev Yemeklerinde perde pilavı, haşlama içli köfte ve ayran aşı çorbasını denemeden buradan ayrılmamanız gerekiyor. Ayrıca mekan temizlik ve hizmet kalitesi bakımından da oldukça üst seviyede.

Sütçü Kenan Kahvaltı Salonu: Van da kahvaltı için uğranabilecek yerlerden biri. Eğer şehirde konaklamışsanız sabahına kahvaltı için Van’a özgü birçok lezzeti bu adreste deneyimleyebilirsiniz.