Zonguldak

Zonguldak

Zonguldak

Karadeniz Bölgemizin kıyısında olan aynı zamanda ülkemizde kara elmas şehri olarak adlandırılan Zonguldak ilimiz tarihi ve doğal güzellikleri ile göz kamaştırmaktadır.

Tarihi milattan önce 2500’lü yıllara dayanan Zonguldak'da, Hititler, Persler, Selçuklular, Cenevizliler ve Osmanlılar gibi birçok uygarlık yaşamıştır. Zonguldak’ta milattan önce 7. yüzyılda ilk kez bir liman kurulmuştur. İlk olarak 1829 yılında ise Kömür madeni bulunmuş ve ocaklar açılmaya başlamıştır.

Gökgöl Mağarası: Zonguldak iline 5 km mesafede bulunan Gökgöl mağarası, yatağına derince gömülmüş Erçek Deresi’nin doğu yamacında yer alır. Zonguldak’ın en uzun 2. mağarası olan Gökgöl, değişik özelliklere sahip 4 belirgin kattan meydana gelmiştir. Birbirine bağlı katlardan oluşmuş ve yatay gelişmiş aktif bir mağara olan Gökgöl, ana galerinin yanında iki büyük yan koldan oluşur. Büyük Çöküntü salonu yan kolların buluştuğu yerdir. İçinde yağışlı dönemlerde debisi artan bir yer altı deresi akmaktadır. Büyük Çöküntü salonunda örneği başka mağaralarda olmayan değişik renkte ve şekillerde damlataş oluşumları bulunmaktadır. Gökgöl mağarası damlataş oluşumu yönünden çok zengindir. Her türden oluşum, sarkıt, dikit, sütun, bayrak damlataşları ve yoğun makarna sarkıtları görülür. 

Cehennemağzı Mağaraları: Cehennemağzı Mağaraları Ereğli ilçesinde bulunmaktadır. Bu bölge Antik dönemde Acheron Vadisi olarak bilinmektedir. Zonguldak il merkezine uzaklığı 50 km mesafede bulunmaktadır. Cehennemağzı Mağaraları yan yana sıralanmış üç mağaradan oluşmaktadır. Birinci mağara, iki bölüm halinde düzenlenmiştir. Birinci bölümde, zemin orijinal bitki ve geometrik motifli mozaik ile döşelidir. İkinci bölümün doğu duvarında küçük bir apsis açılmıştır ve önünde kademeli basamaklar bulunmaktadır. Çok eski bir Hıristiyan kilisesi olan bu mağara, Hıristiyanlığın yayıldığı ilk yıllarda gizli ibadet yeri olarak kullanılmıştır. Orijinal halinde mağaraya, dışa doğru açılan iki sütunla önemine yakışır anıtsal bir şekil verilmiştir. İkinci mağara, yol kenarındaki 10 – 12 m yükseklikteki yamaç üzerinde bulunmakta ve yöre halkınca Koca Yusuf mağarası olarak adlandırılmaktadır. Yamaç üzerinde yer alan dar bir girişten geçilerek 3 basamaklı dikey bir merdivenden inilen mağara, 1,5 km dağın içine doğru devam etmektedir. 

Harmankaya Şelalesi: Zonguldak kent merkezine 3 kilometre mesafedeki Harmankaya Şelaleleri, baharın gelmesiyle doğaseverlerin akınına uğramaktadır. Yaklaşık 4 km’lik bir trekking gezisi sonucu ulaşılan tabiat harikasıdır. Dere yatağının genişliği yaklaşık 5-6 m civarındadır ve dere yatağı Güneşli ve Değirmenağzı Bölgelerinde olduğu gibi büyük taşlarla kaplıdır. Derenin üzerindeki taşlara basarak, kayaların üzerlerinden ilerken güzel bir doğa yürüyüşü olacağı kendini belli etmeye başlar. Yürüyüşünüz boyunca ufak şelaleleri saymazsanız karşınıza üç tane büyük şelale çıkar. Bu şelalelerin yükseklikleri yaklaşık 10-15 m civarındadır.

Filyos Kalesi: Filyos’ta bulunan ve Romalılar tarafından yapıldığı düşünülen kale, kentin denize hakim bir noktası olan bir burun üzerinde kurulmuştur. Güçlü ve heybetli bir görünüm kazandırmak düşüncesiyle yapımında iri taşlar kullanılmıştır. Kale uzunca bir süre harabe durumda kaldıktan sonra, 2003 yılında Kültür Bakanlığı tarafından onarım çalışması yapılmıştır. İlk yerleşim yeri, kentin kuzeyindeki kale tepesi üzerindedir. Bugün burada ortaçağ kalesine ait duvarlar ile Helenistik-Roma dönemlerine tarihlenen kule kalıntısı bulunmaktadır. Kale tepesinin doğusunda mermer sütun ve kaidesi, mermer yazıtlı levha, taş lahitler ve tuğla mezarlar ortaya çıkarılmıştır.

Kilise Mağarası: Kısmen kayaların yontulmasıyla düzleştirilmiş Roma ve Bizans dönemlerinde İbadet yapmak için kilise olarak kullanılmıştır. Tabanda geometrik ve bitkisel desenli, mozaik bulunmakta. Zaman içinde tahrip olan mozaik günümüzde kısmen korunmaktadır. Mağaranın sağ tarafında Lahit Koymak için bir bölüm yapılmıştır. Kaynaklara göre burada Aziz Nikolasın Lahitinin olması gerekmektedir. Ancak günümüzde sadece yeri mevcuttur. Mağara içerisinde Roma ve Bizans Dönemine ait Taş eserler ve Duvarlarda Mum yakmak için Nişler mevcuttur. Mağaranın dışında Bizans Döneminde yapılmış Kesme Taş ve Tuğladan ibaret bir Duvar bulunmaktadır.

Zonguldak’ta nerede yemek yiyebileceğiniz hususunda sizler için bu yazıyı derledik. Zonguldak iline gitmeden önce yazımızı okumanız şehirdeki bazı restoranlarla ilgili fikir sahibi olmanızı sağlayacaktır.

Ereğli Pidecisi: Ereğli’ye geldiğinizde ailenizle birlikte güzel bir yemek yiyebileceğiniz mekanların arasında bulunuyor. Oldukça ferah ve temiz bir ortamda lezzetli pide çeşitlerini, tüketebilir, yemeğinizin üzerine ikram edilen çayı afiyetle içebilirsiniz.

Çatı Kebap: Hizmeti ve lezzeti üst seviyede olan Zonguldak’ta ki köklü işletmelerden biri. Lahmacun ve pide çeşitlerini de oldukça lezzetli bir şekilde tüketebileceğiniz bu mekanı Zonguldak gezi rotanıza eklemenizde yarar var.

Çetinler Restaurant: Sabah saatlerinde kahvaltı hizmeti veren işletme de yapılan yemekler oldukça lezzetli. Mekandaki temizlik ve servis kalitesi de oldukça başarılı. Bizden geçer not alan işletmeyi sizde rotanıza ekleyebilir, lezzetli yemeklerinden tatma imkanı bulabilirsiniz.

Güverte Lokantası: Dışarıdan bakıldığında çok çekici görünmeyen bu mekan salaş ancak yemeklerinin lezzeti muazzam. Görünüşe değil lezzete önem verenler için bulunmaz bir mekan denebilir. Zonguldak şehrine özgü pek çok yerel yemeği de bulabileceğiniz bir işletme olduğunu da belirtmek gerekir.

Fener Cafe Restaurant: Oldukça nezih bir ortamda, güzel bir manzara eşliğinde, hoş bir akşam yemeği yiyebileceğiniz Zonguldak şartlarına göre üst seviyede bir mekan. Ayrıca sabah kahvaltı servisi de bulunan işletmeyi Zonguldak gezinizde ziyaret edebilirsiniz.