Bayburt
Bayburt
Karadeniz bölgesinde bulunan ilimiz, 1989 yılında il olma statüsüne kavuşmuştur. Tarihi ipek yolu üzerinde bulunduğundan tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Ekonomisinin büyük bölümünü tarım ve hayvancılık oluşturur.
Bayburt’ta halk için el sanatları çok önemlidir. Bakır
işlemeciliği, taş işlemeciliği ve kilim dokumacılığı oldukça yaygındır.
Seyahatiniz esnasında hediye olarak bu el sanatı ürünlerinden alabilirsiniz.
Bayburt Kalesi: Zigana ve kop dağlarından aşılarak
ulaşılan Bayburt kalesi aynı zamanda Karadeniz’i Basra körfezine bağlayan ticaret
yolu üzerinde bulunmaktadır. Bu yolu izleyen her seyyahın uğradığı kalenin adı,
önem, ihtişamı ve günlük yaşamıyla ilgili pek çok bilgi mevcuttur. Şehrin
kuzeyinde yalçın kayalar üzerinde inşa edilmiş olan kalenin kimler tarafından
yapıldığı bilinmemektedir. Türklere geçmeden önce Roma, Ermeni, Bizans, Arap ve
Kommenos hakimiyetlerinde kalmıştır. Zengin bir tarihe sahip olan Bayburt
Kalesi’nin birçok defa onarım gördüğü duvarlarında görülen farklı inşaat ve
tarihi kaynaklardan anlaşılmaktadır. Buna göre Selçuklu hükümdarı 2.Kılıçarslan’ın
oğlu ve Erzurum Meliki olan Tuğrul Şah özellikle Trabzon İmparatorluğu’ndan
gelecek saldırılara karşı müstahkem bir mevki olan bu kaleyi âdeta yeniden inşa
ettirmiştir. Kale üzerinde bu yapımı belgeleyen 20 adet Arapça kitabe mevcuttur.
Daha çok kapılarla şehre bakan cephelerdeki burçlarda yoğunlaşan kitabelerin
17. si Tuğrul Şah dönemi 1 adeti Kanuni dönemi diğer iki adeti okunamamıştır.
Bir müddette Akkoyunlular’ın elinde kalan kale 1514 yılında Osmanlılara intikal
ettikten sonra Kanuni Sultan Süleyman ve 3. Murat dönemlerinde de büyük
onarımlar görmüştür.
Yeraltı Şehri: Bayburt’un Aydıntepe ilçesinde 1998
yılında bir inşaat kazısı sırasında tesadüfen bulunan Aydıntepe Yeraltı Şehri,
tüf içerisinde, yüzeyden 2-2,5 metre derinde başka yapı malzemesi kullanmadan
ana kayaya oyulmuş galeriler, tonozlu kareye yakın planlı odalar ve bu odaların
açıldığı daha geniş mekânlardan oluşmaktadır. Galeri odalarını aydınlatmak için
duvarlara delik açıldığı gözlenmektedir. Ayrıca şehrin girişinde gerektiğinde
girişi kapatmak için kullanılabilecek çapı yaklaşık 1,5 metre olan daire
şeklinde taş bulunmaktadır. Şehrin tam olarak hangi amaçla yapıldığı
bilinmiyor. Bazı araştırmacılar, kazı çalışmalarının hala devam ettiği alanın Halde
şehrine ait olabileceği ya da bu kentin Erken Hristiyanlık döneminde Romalılar
tarafından kovulan ilk Hristiyanların saklandığı bir sığınak olabileceğini
söylüyor.
Saat Kulesi: Şehrin merkezindeki Saat Kulesi’nin yapımına
30 Ekim 1923’te başlanmış ve 29 Ekim 1924’te de bitirilmiştir. Yapımına Tabur
Köylü Muhittin Usta başlamış, Rizeli İbrahim Usta da tamamlamıştır. Kuleye
takılan 4 adet saat ve makine aksamı Almanya’dan getirilmiştir. Kulenin
zeminden yüksekliği 21 m. olup, şerefesine 41 basamaklı bir merdiven yoluyla
çıkılmaktadır.
Baksı Müzesi: Mimari tasarımı, yapısı ve sosyal
boyutuyla, içinde konumlandığı doğa ve coğrafyanın bir parçasıdır. Baksı’yı
özgün bir müze kılan en önemli özelliklerinden biri de coğrafyasıyla kurduğu
diyalog ve etkileşimlere açık yapılanmasıdır. Buna bağlı olarak, koleksiyonunda
yer alan yapıtlar da kuşkusuz sadece Ana Bina ya da Müze’de seyirlik bir nesne
olmanın ötesinde, o coğrafyada insanlar ve doğayla başka diyaloglara kapı açar,
her yapıt konumlandığı ya da izlendiği açıyla beraber müze içinde başka, doğa
içinde başka anlamlara bürünür. Kemal Tufan’ın Denizaltı, Tuğrul Selçuk’un
Hayat Ağacı ya da Koray Ariş’in İki Başlı’sı gibi. Doğasıyla ilişkisi ve bu
doğayı deneyimleyen yapıtlar, Baksı’nın açık yapı anlayışına dayalı, sanatı
hayatla özdeş tutan özgün ve çağdaş müze algısının parçasıdır.
Korgan Köprüsü: Tarihi İpek Yolunun Bayburt Gümüşhane
güzergahında yaklaşık 25. km de yer alır. Merkez İlçeye bağlı Akşar beldesinde
yar alan yapı klasik Selçuklu köprülerine en güzel örneklerden biridir. Kesme
taştan iki gözlü, sivri kemerli bir yapıdır.
Bayburt seyahatiniz esnasında yemek yenecek restoranların
bazılarını sizler için bu yazımızda irdeledik.
Dönerci Canbaba: Bayburt Cumhuriyet Caddesinde, merkezde
yer alır. Yöresel yemekleri de bulabileceğiniz bu işletme temizliği ve servis
kalitesi bakımından da oldukça iyi durumda. Döneri de oldukça lezzetli ve
kaliteli malzeme kullanıldığı belli oluyor.
Eren Baba Pide Salonu: Bayburt’un en iyi pidecilerinden
biridir. Lahmacun ve pide çeşitlerini en lezzetli haliyle servis ediyorlar.
Salata ve ikramlar oldukça taze ve lezzetli. Mekan biraz salaş görünümlü olsada
mekandaki lezzet bu açığı kapatıyor.
Bayburt Lokantası: Çoruh nehri kıyısında, oldukça güzel
bir manzara eşliğinde, yemek yeme ayrıcalığını yaşayabileceğiniz bir mekan.
Mekanın temizlik ve servis kalitesi de geçer not alabilecek düzeyde. Bu mekanın
öne çıkan yemeği ise pilav üstü döner.
Zafer Lokantası: 1970’li yıllardan beri hizmet veren
lokanta, yemek çeşitliliği ve servis kalitesi olarak şehirdeki en iyi
noktalardan birisi. Çalışanlar güler yüzlü ve özverili. Bayburt seyahatinizde
tavsiye edebileceğimiz mekanlar arasına girmeyi hak ediyor.